İngilizce Telaffuz Önemli Midir?

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 4 gün
Mesajlar
25,266
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
Ekli dosyayı görüntüle 3387

Çocuk, genç ya da yetişkin herhangi birisinin İngilizce konuşamaması genel hatlarıyla iki şekilde kendisini gösterir. Bunlardan birincisi, kötü telaffuz nedeniyle sözcük ve cümlelerinin anlaşılamaması ya da yanlış anlaşılması, ikincisi ise sözcükleri seçip cümleyi kuramaması nedeniyle öylece kalakalmasıdır. Bunların da kendi içlerinde çeşitli derece ve nedenleri vardır.

Üzülerek söylüyorum, Türkçe konuşan öğrenciler için bu ikisi aynı anda geçerli. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de insanlar hem kötü, çok kötü veya berbat telaffuz geleneğine sahipler hem de sözcükleri seçip cümleleri kurmakta çok büyük zorluklar yaşıyorlar. İngilizce konuşmaya kalktıklarında sırtlarından terler boşalır, böylesi bir sarmalın içine girdiklerinde de artık kendilerini oradan çekip çıkaramadıkları için daha fazla hata yapmaya, hatta saçmalamaya başlarlar. Bir kısmı, yer yarılsa da içine girsem diye içlerinden geçirir.

Bütün bunlar niye a dostlar? Ölümlü dünyada bütün bu zırvaya gerek var mı? Onun yerine bu ülke insanı da sular seller gibi olmasa bile en azından duraksamadan ve terlemeden İngilizce konuşmayı başarsa daha iyi olmaz mı? Bence olur.

İngilizce telaffuzu umursamama hastalığı​

Önce telaffuz konusunu ele alalım. Türkçe-dillilerin en çok zorlandıkları hususların başında geliyor. “Zorlanmak” sözcüğü aslında masum kalıyor. Çünkü ortada zorlanmaktan çok daha vahim bir durum var: “Umursamama ve saygısızlık“.

Oysa telaffuz, bir dili konuşmanın özüdür. İster Türkçe ya da İngilizce, ister Rusça yahut Hintçe, ister Afrika’da veya Brezilya’da yerel bir kabilenin dili olsun, her dil kendine has telaffuz özellikleriyle güzeldir. Bir insanın gramer bilgisi ne kadar iyi olursa olsun, cümleleri ne kadar akıcı bir şekilde birbiri ardınca sıralasa sıralasın, telaffuzu kötü olduğu takdirde muhataplarında olumsuz bir etki bırakır. Öte yandan, en basit cümlelerle konuşuyor olsa bile, telaffuzu güzel olan birisi, bütün dinleyenlere olumlu tesir eder ve onların sempatisini toplar.

Peki Türkçe-dilliler İngilizce telaffuzun neresinde? Hiçbir yerinde! Güzel telaffuz edebildiklerini iddia edebilir misiniz? Böyle bir iddiaya ancak -Britanya İngilizcesiyle- “Come off it!” ya da -Amerikan İngilizcesiyle- “Give me a break!” şeklinde yanıt verebilirim. “Güldürmeyiniz beni” diye kibarca çevirebiliriz. Ağlanacak halimize gülüyoruz nitekim.

Lafı dolandırmak istemiyorum. Kitabın ortasından konuşacağım. Telaffuz konusu, Türkiye’de bir “yapabilme-yapamama” sorunu değildir. Temelinde de “dilinin dönmesi-dönmemesi” meselesi yatmaz. Bu sorunun özünde saygısızlık ve umursamama gibi psikolojik ve sosyolojik nedenler vardır.

Yanlış duymadınız. Türkçe konuşanlar -ne yazık ki- başka dillerin de tıpkı Türkçe gibi telaffuz özelliklerine sahip olduğunu ve bunlara sonsuz saygı duyulması gerektiğini dahi henüz kavrayabilmiş değillerdir. Yüzü kese kağıdıyla kapatılmış birisinin anadilinin Türkçe olduğu, İngilizce konuşmaya başladığı andan itibaren saniyenin yaklaşık onbinde birinde anlaşılabilir. Çünkü, bütün dillerde tıpkı Türkçe’deki gibi tonlama yapıldığını ve dünyadaki binlerce dildeki milyonlarca sözcüğün aynen Türkçe kelimeler gibi telaffuz edildiğini sanır.

Yanlış ve saçma telaffuz örnekleri​

Çarpıcı bir örnek vereyim. “Talk” sözcüğünü ele alalım. “Konuşmak” demek. Neredeyse Kral Arthur’dan bu yana tarihin her döneminde /tɔːk/ diye telaffuz edilmiştir. Yani, sözcüğün içinde yer alan “l” harfi tarihin hiç bir evresinde okunmamış, muhtemelen kıyamete kadar da okunmayacaktır. Oysa, bu sözcüğü Edirne’den Kars’a 81 milyon insan ağız birliği etmişçesine /toːlk/ diye telaffuz eder. Yeryüzünde bu sözcüğü bu şekilde okuyan başkaları sanırım yoktur. En azından ben görmedim.

Daha da çarpıcı bir örnek vereyim. İngilizce’de 1‘den 10‘a kadar olan sayılardan sadece 6 (six) ve 8 (eight) sayıları Türkçe-dilliler tarafından doğru telaffuz edilir, geri kalanların hepsi yanlış veya çok yanlış şekilde okunur. Örneğin, “üç” anlamına gelen “three” sayısının “ağaç” anlamına gelen “tree” şeklinde okunması gibi. Türkçe sayıları sayan bir yabancının “pir, iki, uç, dort, baş, elti, yeti, şekiz, pokuz, on” diye sayması size iyi gelir mi? Oysa, “beş” yerine “baş” demek ile “three” sözcüğünü “tree” şeklinde okumak arasında bir fark yoktur.

Bir bütün olarak bakıldığında, içerisinde /w/, /ə/, /æ/, /ɒ/, /θ/, /ð/, /ŋ/, /r/, /eə/, /əʊ/, /oʊ/ gibi seslerin bulunduğu bütün sözcükler Türkçe-dilliler tarafından yanlış telaffuz edilir. Bu da neredeyse İngilizce’nin %90’ına tekabül etmektedir. Sonuç olarak, İngilizce’de en sık kullanılan sözcüklerin bile çok büyük bir bölümü ülkemizde yanlış okunmaktadır.

İyi de bu gidişe bir dur demek gerekmez mi? Bunun için ille de anadili İngilizce olan birisinin Kızılay’da veya Taksim’de üzerine benzin dökerek kendisini ateşe vermesi mi gerekiyor?

Yanlış telaffuz alışkanlıklarının nedenleri​

Yanlış telaffuzun çeşitli nedenleri vardır. Birkaçını sayalım. Doğru telaffuzun öneminin kavranamaması, psikolojik ve kültürel nedenler, telaffuz kurallarının sistemli ve kapsamlı öğrenilmemesi, görsel ve işitsel kaynaklardan yeterince yararlanılmaması, İngilizce’de Türkçe’de bulunmayan seslerin bulunması, telaffuzda kolaycılığa kaçılması, tahmin yoluyla telaffuz etme alışkanlığı, yeterince pratik yapılmaması ve doğru telaffuz etmeye çalışanlara karşı sosyal baskı bu nedenler arasında başlıcalarıdır.

ingilizce-telaffuz-onemli-midir-love


İngilizceyi doğru telaffuz etmek: love vs law
Nedeni ne olursa olsun bir öğrencinin telaffuz bozukluklarını mutlaka gidermesi gerekir. İdeal olan, dil eğitiminin en başından itibaren doğru telaffuz alışkanlıkları edinmek olsa da, bu yapılamamış olsa bile ilerleyen dönemlerde dahi yanlış telaffuz etme alışkanlığını sürdürmek son derece yanlıştır.

Doğru telaffuz alışkanları edinilmesi ve yanlış telaffuzların düzeltilmesi konusunda en büyük görev öğretmen veya eğitmenlere düşmektedir. “Tabii, ilk önce onların kendi telaffuzlarını düzeltmeleri gerekir” diye homurdandığınızı duyar gibiyim. Oh, yeah, tell me about it!

Yanlış telaffuzun pratik zararları​

Yanlış telaffuz sadece bir kusur değildir. Aynı zamanda pratik zararları vardır. Yurt dışında bulunduğu dönemlerde yanlış, çok yanlış veya absürt telaffuz ettiği kelimeler nedeniyle bir türlü meramını anlatamayan yahut karşısındakinin doğru telaffuzunu anlayamadığı için iletişim kuramayan insanlara ait onlarca komik, trajik ve trajikomik anekdot anlatabilirim. Aynı pratik zararlar, Türkiye’de yaşamasına rağmen, akademisyenlik, ticaret veya diğer mesleki gereklerle İngilizce konuşanlarla muhatap olmak zorunda olanlar için de geçerlidir. Onların da yaşanmış yüzlerce, binlerce acı tecrübesi bulunuyor.

Telaffuzun önemini kavradığınızı umuyorum. Aynı konuda “İngilizceyi özgürce telaffuz etmek” yazısını da okuyabilirsiniz.


Bu satırları okurken siz de daha önce yanlış telaffuz ettiğiniz bir sözcüğün doğru okunuşunu öğrendiğinizde neler düşündüğünüzü ya da yaşadığınızı veya kötü telaffuz nedeniyle iletişim kuramadığınız anları anımsıyor olabilirsiniz. Böyle bir tecrübeniz varsa yorumlar kısmında benimle ve diğer okuyucularla paylaşabilirsiniz. Bu tür paylaşımlar site ziyaretçileri için fevkalade öğretici olacaktır.
 
Katılım
3 yıl 1 ay 26 gün
Mesajlar
997
Tepkime puanı
364
Konum
Gerçeğin Ruhu
Cinsiyet
vtEvVy
Çok saçma olmadığı sürece aşırı önemli değil
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt