- Katılım
- 2 yıl 9 ay 4 gün
- Mesajlar
- 18,707
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 6,357
- Cinsiyet
Birgün Olimpos’ta bir düğün vardır Kral Peleus ile Thetis arasında. Thetis, Nereus’un elli kızından birisi ve en ünlüsüdür. Bir ölümlü ve ölümsüz arasındaki bu merasime bütün tanrı ve tanrıçalar davetlidir. Sadece işi fitne, fesat olan Eris davet edilmez. Böylesine özel bir günde kimse problem çıksın istemez. Tabii Eris de bu duruma çok içerler, aynı zamanda öfkelenir. Ortalığı karıştırmaya karar verir yani aslında işini yapacaktır Eris. Merasim devam ederken Olimpos’ta üzerinde “En Güzele” yazan bir altın elma atar ortaya.
Kim ben daha çirkinim der ki? Bütün tanrıçalar kendisinin en güzel olduğunu iddia edip bu altın elmayı almaya çalışırlar. Arbede çıkar. Üç güçlü tanrıça iddialarında ön plana çıkarlar: Hera, Athena ve Afrodit. Zeus’un karar vermesini isterler ama Zeus burada bir seçim yapacak olursa başına bela alacağını düşünür ve hakemlik yapması için bir zamanlar İda Dağı'na (Kaz Dağları) bırakılmış ve orada bir çoban tarafından büyütülmüş Troyalı prens Paris’i seçer. Hermes tanrıçalarla beraber İda’ya Paris’in yanına gider. Durumu kendisine açıklar. Paris en güzel olan tanrıçaya altın elmayı verecektir.
Paris "En Güzeli" Seçiyor. - Hermitage Müzesi
Paris de içinde bulunduğu sıkıntılı durumun farkındadır. Ne yapsam ne etsem diye düşünürken bu ilk güzellik yarışmasının içerisinde bir rüşvet ortaya çıkar. Her tanrıça birincilik için Paris’e tekliflerde bulunmaya başlar.
Hera der ki:” Eğer elmayı bana verirsen Asya’nın kralı olursun.” Yani güç vaat eder.
Athena: “Eğer elmayı bana verirsen sonsuz akıl ve başarı veririm.”
Afrodit ise: “ Eğer elmayı bana verirsen ben de sana ölümlülerin en güzelini yani Spartalı Helena’yı veririm.”der.
Paris için en başta zor bir seçim gibi olsa da artık kolaylaşmıştır. Genç bir delikanlı olan Paris’in gözü güçte, akılda, başarıda değildir. En güzele sahip olmak ister ve altın elmayı Güzellik ve Aşk Tanrıçası Afrodit’e verir. Bu olay Troya kentinin yıkımına kadar giden olaylar zincirinin önemli halkalarından birisini oluşturur.
Yani uzun lafın kısası bizim Afrodit tescilli bir Dünya Güzeli...
Kim ben daha çirkinim der ki? Bütün tanrıçalar kendisinin en güzel olduğunu iddia edip bu altın elmayı almaya çalışırlar. Arbede çıkar. Üç güçlü tanrıça iddialarında ön plana çıkarlar: Hera, Athena ve Afrodit. Zeus’un karar vermesini isterler ama Zeus burada bir seçim yapacak olursa başına bela alacağını düşünür ve hakemlik yapması için bir zamanlar İda Dağı'na (Kaz Dağları) bırakılmış ve orada bir çoban tarafından büyütülmüş Troyalı prens Paris’i seçer. Hermes tanrıçalarla beraber İda’ya Paris’in yanına gider. Durumu kendisine açıklar. Paris en güzel olan tanrıçaya altın elmayı verecektir.
Paris "En Güzeli" Seçiyor. - Hermitage Müzesi
Paris de içinde bulunduğu sıkıntılı durumun farkındadır. Ne yapsam ne etsem diye düşünürken bu ilk güzellik yarışmasının içerisinde bir rüşvet ortaya çıkar. Her tanrıça birincilik için Paris’e tekliflerde bulunmaya başlar.
Hera der ki:” Eğer elmayı bana verirsen Asya’nın kralı olursun.” Yani güç vaat eder.
Athena: “Eğer elmayı bana verirsen sonsuz akıl ve başarı veririm.”
Afrodit ise: “ Eğer elmayı bana verirsen ben de sana ölümlülerin en güzelini yani Spartalı Helena’yı veririm.”der.
Paris için en başta zor bir seçim gibi olsa da artık kolaylaşmıştır. Genç bir delikanlı olan Paris’in gözü güçte, akılda, başarıda değildir. En güzele sahip olmak ister ve altın elmayı Güzellik ve Aşk Tanrıçası Afrodit’e verir. Bu olay Troya kentinin yıkımına kadar giden olaylar zincirinin önemli halkalarından birisini oluşturur.
Yani uzun lafın kısası bizim Afrodit tescilli bir Dünya Güzeli...