İftar Vermenin Sevabı

Katılım
3 yıl 7 ay 19 gün
Mesajlar
5,534
Tepkime puanı
1,099
Yaş
27
Konum
İzmir/35
Memleket
İzmir
Meslek
Grafiker
Cinsiyet
bPg20e
Medeni Hal
İftar Vermenin Sevabı

Zeyd ibni Halid el-Cüheni Radiyallahu Anh rivayet ediyor:

Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

“Kim bir Müslüman kardeşine iftar vakti yemek yedirirse, onun sevabı kadar da kendisine sevap yazılır. Yemek yedirdiği kimselerin sevabından da hiçbir şey eksilmez.”
(Tirmizi, Savm: 82; İbni Mace, Sıyam: 40)

Ramazan ayının girmesiyle iftar ziyafetleri, iftar davetleri daha da artar. Dostlarımızı, yakınlarımızı iftara davet ettiğimiz gibi, biz de onların davetine gideriz, birlikte iftar ederiz. Bu güzel adet, hem insanların birbirlerine yaklaşmalarını sağlar, hem de yardımlaşma ve cömertlik duygularını canlandırır.

Ancak davet deyince, hemen akla sofranın çeşitli ve mükellef olması gelir. Bu yanlış düşünceye kapılarak dostlarımızı davet edeceğimiz zaman imkanlarımızı zorladığımız, bütçemizi aşan masraflara girdiğimiz olur.

Mali durumu iyi olanlar için bu mümkündür, ancak olmayanlar için aynı husus uygun olmaz. çünkü böyle bir hazırlık her zaman devam etmeyeceği gibi, farz olan dost ve akraba ziyaretlerine de engel teşkil eder.

Hadis-i şerif oruçluya yemek yedirmeyi teşvik ederken, başka bir hadisten öğrendiğimize göre Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem bir yudum su, bir içim süt veya bir tek hurma ile de olsa iftar verilebileceğini ifade ediyor.

Böylece israfa, bol harcamaya gitmeden, pekala, iftar verilebilir. İnsanın imkanı ne kadarını kaldırabiliyorsa, ona göre bir hazırlık yapar, ikram eder. Hadiste Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem bunun en alt sınırını bildirerek az bir şey ikram etmekle de aynı sevabın elde edilebileceğini işaret buyuruyor.

Bundan dolayı, “İftar sofrasını hazırlamaya imkanım yok” diyerek dost ve akraba ziyaretlerini, Ramazan içinde iftar verip manevi mükafatını elde etmeyi ihmal etmediğimiz zaman, çok şeyler kazandığımız gibi, güzel bir sünneti de işlemiş oluruz.

Bir kardeşimizin iftar davetine gidip, yiyip içtikten sonra ona dua etmek de bir sünnettir.

Nitekim Abdullah ibni Zübeyr Radiyallahu Anhın anlattığına göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem, Sa'd ibni Muaz Radiyallahu Anhın evinde iftar yapmış ve onlara şöyle dua etmişti:

“Eftara indekümü's-saimune ve ekele taamekümü'l-ebraru ve sallet aleykümü'l-melaike. (Yanınızda hep oruçlular iftar etsin. Yemeğinizi iyi insanlar yesin. Melekler de size dua ve istiğfarda bulunsun.)” (Müsned, 3:138)


Ramazan'da iftar verene meleklerin duası

Ebu'ş-Şeyh, İbni Hıbban'ın bir rivayetinde Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

“Ramazan ayında kim helal kazancından bir oruçluyu iftar ettirirse, Ramazan'ın bütün gecelerinde melekler ona dua eder ve Kadir Gecesinde Cebrail Aleyhisselam onunla musafaha eder (tokalaşır). Cebrail Aleyhisselam kiminle musafaha ederse, onun kalbi incelir ve gözlerinin yaşı çoğalır.”

Ravi der ki:

“Ya Resulallah! Oruçluyu iftar ettirecek bir şeyi yoksa ne yapacak? Bana bildir” dediğimde:

“Bir avuç yiyecek de yeterlidir” buyurdu.

Ben, “Bir lokma ekmek de bulamazsa?” deyince:

“Birazcık su ile karıştırılmış süt ikram eder” buyurdu.

Ben, “Yanında o da yoksa?” deyince:

“Bir içim su” buyurdu. (et-Tergib ve't-Terhib, 2:431)


Ramazan ayı girince meleklerin oruç tutanlara dua ettikleri konusunda Hz. Ali Radiyallahu Anh şu hadisi rivayet eder:

Ramazan ayı girdiğinde Yüce Allah, Arş'ın taşıyıcısı olan meleklere şu emri verir:

“Haydi kendi tesbihlerinizi bırakın artık, Muhammed ümmeti için istiğfarda bulunun!”
(Ramuzu'l-Ehadis, Hadis no: 584)
Kaynak : Sorularla İslamiyet
 
Geri
Üst Alt