- Katılım
- 4 yıl 2 ay 25 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Hun Türklerinin 2100 Yıllık Ağıdı
Büyük Hun Devleti, döneminin en güçlü imparatorluğunu kurarak Orta Asya'da yüzyıllarca hüküm sürmüş bir imparatorluktur. Hun Türkleri kültür ve sanat yönünden gelişmiş ve yazılı ve sözlü edebiyata önem vermişlerdir.
Leninggrad'da bulunan Ermitage Müzesi başta olmak üzere dünyanın ünlü birçok müzesinde Hun kültürünü, sanat ve adetlerini yansıtan belgeler bulunmaktadır. Bu müzelerde sergilenen eserler Doğu Altay bölgesinde, Pazırık Vadisi'nde gün yüzüne çıkmış eserlerdir.
Destanlar, milletlerin tarihine ışık tutan önemli eserlerdir.
Henüz bu konuda uzun metinlere rastlanılmamış olsa da, Hunların Gök-Türk yazısının başlangıcı diyebileceğimiz kendilerine has bir yazıları olduğu anlaşılıyor.
Çin kayıtlarında, Hun Imparatoru Mete'nin, M.Ö. 2. yüzyılda Çin hakanına yazdığı mektuplardan söz ediliyor. Henüz bu mektuplar bulunamamış olsa da, günün birinde atamız Mete Han'ın kaleminden çıkmış bu metinleri okumayı umuyoruz.
Büyük Hun Devleti'nin Yurt Yitirme Acısı
Çin kaynaklarında Hun Devleti dönemine ait bir de sagu (ağıt) dörtlüğüne rastlanmıştır. Sadece bir dörtlükten oluşan bu sagu, Altın Elbiseli Adam'ın mezarından elde edilen Saka Türklerine ait iki satırlık Türkçe yazıdan sonra, Türk edebiyatının en eski ikinci metni sayılabilir.
Çin kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, Hun Türkleri bahsedilen bu saguyu Çinlilerle M.Ö.121’de giriştikleri savaştan sonra söylemişlerdir. Kansu’daki Hunlar üzerine saldıran Çin ordusu Hunları yenerek Tilev ve Alçı dağlarını ele geçirmiştir. Çin'den getirilen suçlular ve göçmenlerden oluşan gruplar bölgeye yerleştirilerek bölgedeki Türk izleri silinmiştir.
Hun Ağıdı
Büyük acı içinde ve ağlayarak söylenen bu sagu, o dönem Çince'ye çevrilmiş ve günümüzde Çince'den Türkçe'ye çevrilmiştir. Hun Türklerinin, ozanların kopuzlarıyla çalarken dillerinden dökülen bu ızdırap dolu sözleri dinlerken duydukları acıyı kalbimizde hissederek onlara eşlik ediyoruz.
"Yen-çi-şan dağını yitirdik
Kadınlarımızın güzelliğini aldılar
Silan-şan yaylalarını yitirdik
Hayvanlarımızın otlağını aldılar...
Büyük Hun Devleti, döneminin en güçlü imparatorluğunu kurarak Orta Asya'da yüzyıllarca hüküm sürmüş bir imparatorluktur. Hun Türkleri kültür ve sanat yönünden gelişmiş ve yazılı ve sözlü edebiyata önem vermişlerdir.
Leninggrad'da bulunan Ermitage Müzesi başta olmak üzere dünyanın ünlü birçok müzesinde Hun kültürünü, sanat ve adetlerini yansıtan belgeler bulunmaktadır. Bu müzelerde sergilenen eserler Doğu Altay bölgesinde, Pazırık Vadisi'nde gün yüzüne çıkmış eserlerdir.
Destanlar, milletlerin tarihine ışık tutan önemli eserlerdir.
Henüz bu konuda uzun metinlere rastlanılmamış olsa da, Hunların Gök-Türk yazısının başlangıcı diyebileceğimiz kendilerine has bir yazıları olduğu anlaşılıyor.
Çin kayıtlarında, Hun Imparatoru Mete'nin, M.Ö. 2. yüzyılda Çin hakanına yazdığı mektuplardan söz ediliyor. Henüz bu mektuplar bulunamamış olsa da, günün birinde atamız Mete Han'ın kaleminden çıkmış bu metinleri okumayı umuyoruz.
Büyük Hun Devleti'nin Yurt Yitirme Acısı
Çin kaynaklarında Hun Devleti dönemine ait bir de sagu (ağıt) dörtlüğüne rastlanmıştır. Sadece bir dörtlükten oluşan bu sagu, Altın Elbiseli Adam'ın mezarından elde edilen Saka Türklerine ait iki satırlık Türkçe yazıdan sonra, Türk edebiyatının en eski ikinci metni sayılabilir.
Çin kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, Hun Türkleri bahsedilen bu saguyu Çinlilerle M.Ö.121’de giriştikleri savaştan sonra söylemişlerdir. Kansu’daki Hunlar üzerine saldıran Çin ordusu Hunları yenerek Tilev ve Alçı dağlarını ele geçirmiştir. Çin'den getirilen suçlular ve göçmenlerden oluşan gruplar bölgeye yerleştirilerek bölgedeki Türk izleri silinmiştir.
Hun Ağıdı
Büyük acı içinde ve ağlayarak söylenen bu sagu, o dönem Çince'ye çevrilmiş ve günümüzde Çince'den Türkçe'ye çevrilmiştir. Hun Türklerinin, ozanların kopuzlarıyla çalarken dillerinden dökülen bu ızdırap dolu sözleri dinlerken duydukları acıyı kalbimizde hissederek onlara eşlik ediyoruz.
"Yen-çi-şan dağını yitirdik
Kadınlarımızın güzelliğini aldılar
Silan-şan yaylalarını yitirdik
Hayvanlarımızın otlağını aldılar...