Holokost ve Sefarad Yahudileri

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 7 ay 30 gün
Mesajlar
25,264
Tepkime puanı
8,714
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
Yahudi tarihinin en büyük trajedilerinden biri olan Holokost, anlaşılır bir şekilde Aşkenaz sembolü haline geldi. Fakat Holokost´u bir ´Aşkenaz trajedisi´ olarak tanımlayarak, Sefarad ve Ortadoğulu kurbanları veya kapsamlı antisemitizmin tanımını unutma riskini alıyor muyuz?

Holokost ve Sefarad Yahudileri


Selanik Yahudileri

Aşkenaz Yahudilerinin yok edilmesi Holokost’un, Sefaradlar üzerindeki etkisini gölgede bırakırken, Selanik, Yugoslavya, Rodos ve eski Habsburg Adaları gibi geleneksel Sefarad toplulukları, Aşkenaz kardeşleriyle aynı kaderi paylaştı.
Özellikle Selanik Cemaati neredeyse tamamen yok edildi. Sefaradstudies.org’a göre, Selanik’teki Sefarad Yahudi Cemaatinin yüzde 86’sı öldürüldü. Bir zamanlar yaşayan 80 bin kişilik Yahudi topluluğundan sadece 10 bin kişi hayatta kalabildi.
‘Yurttaşlık Mekânları Olarak Holokost Müzeleri’ adlı makalenin yazarı Stephanie Shosh Rotem, Selanik’in, Holokost’un kolektif hafızasında yer almadığını belirtiyor. Yazar, bugüne kadar Selanik trajedisinin öyküsünün Kudüs’teki Soykırım Müzesi Yad Vaşem’deki ana serginin bir parçası olmadığını, müze salonlarının dışında sergilendiğini ifade ediyor.
Benzer bir nokta, Isaac Jack Levy’nin derlediği antoloji oldu ve dünya sessiz kaldı. Bu dokunaklı kitap, Holokost’un yaklaşık 200 bin Sefarad kurbanını anıyor. Kitabın kapağında şöyle yazıyor: “Holokost’un Sefarad kurbanları gerçekten de kampların kapılarında unutulmuştu. Nazilerin elindeki trajedileri meçhul kaldı…”
Selanik kökenli Henriette Asseo, Levy’nin çalışmasına katkıda bulundu. Antolojide, Hanriette Asseo şöyle yazdı:
“Halkım yok kampların kapılarında,
Hafızalardan sürgün edildi.”
Kuzey Afrika ve Ortadoğu Yahudileri, nihai çözümden şans eseri kurtulmuş olsalar da Hitler’in gazabına karşı bağışık değillerdi.
1940’larda Yahudi karşıtı yasalar çıkarıldı ve Fas, Cezayir, Tunus ve Libya’da çalışma kampları kuruldu. Binlerce Kuzey Afrika Yahudi’si bu çalışma kamplarında acı çekti.
Mussolini yönetimindeki Libya Yahudileri
1938’de İtalya lideri faşist Mussolini, Yahudilerin pasaportlarını işaretleyerek, özgürlüklerini, kültürel faaliyetlerini kısıtlayarak Libyalı Yahudilere Yahudi karşıtı yasalar uyguladı. Daha sonra Mussolini 5 bine yakın vatandaşını, yüzlercesinin açlıktan ve hastalıktan öldüğü toplama kampına gönderdi. Libya vatandaşı olmayan Yahudiler daha da şanssızdı. Yabancı uyruklu yüzlerce Yahudi Avrupa’daki toplama kamplarına gönderilip katledildi.
Libya’daki Giado Çalışma Kampından kurtulan Shimon Teshuva, deneyimlerini anlatıyor:
“Alan bölündü ve her aileye bir metrekare verildi… Delikli uzun bir tahta kalas, tuvalet olarak kullanıldı… Akar su yoktu, hepimiz bitlendik. Kamp sakinlerinin çoğu, tifo da dâhil olmak üzere hastalıklara yakalandı.”
562 Libyalı Yahudi, Giado Toplama Kampında yok edildi.

27042022CQ8HDQiVPHCLllfn.jpg


Makedon Yahudileri trene bindiriliyor
Fransız yönetimi altındaki Kuzey Afrika Yahudileri
Cezayir, Fas ve Tunus, 1940’larda Nazilerin eline geçen Vichy rejiminin sömürgeleriydi. Bu süre zarfında, Vichy-Alman kontrolündeki hükümet, yaklaşık 415 bin kişilik Yahudi nüfusu için Yahudi karşıtı yasalar çıkardı.
23 Kasım 1942’de Almanlar, Tunus Yahudi Cemaati Başkanı Moises Burgel’i ve diğer bazı önde gelen Yahudileri tutuklayarak, Vichy rejimi Nazi baskısının başladığının sinyalini verdi. Tunuslu Yahudilerin sarı Davud Yıldızı takmaları istendi, mallarına el konuldu ve zorunlu çalışma kamplarına gönderildi. Yaklaşık 4 bin Yahudi sınır dışı edildi; ağır çalışma kamplarına gitmeye zorlanırken, yabancı vatandaşlar ve Tunus’un bazı hahamları Avrupa’daki toplama kamplarına sürüldü. Tunus’ta savaş sırasında 2.575 Yahudi hayatını kaybetti.
Cezayir’de de bir dereceye kadar faşist Vichy yasası, Yahudi vatandaşların haklarını elinden aldı, topraklarına el koydu. Yahudi çocukları okuldan kovdu ve bazı erkekleri çalışma kampına gönderdi. Sefarad Gen kaynaklarına göre, bazıları gettolara taşınmaya zorlandı ve Fas’taki Yahudi yabancılar, ‘özel toplama kamplarında’ gözaltına alındı.
SefaradGen.com’a göre, Naziler Kuzey Afrikalı Yahudileri yalnız bırakmak niyetinde değildi. Vichy tarafından atanan yüksek komiser Henri Dentz de Kuzey Afrika’da Avrupa tarzı toplama kampları kurmayı planlıyordu. Müttefikler 1942’de Kuzey Afrika’yı özgürleştirmeye başladıklarında çabaları engellendi.
Irak’ta pogromlar
Holokost tarihinde büyük ölçüde gözden kaçan bir diğer trajedi, Irak’ta Nazilerden ilham alan bir pogrom olan Farhud’dur. Irak hiçbir zaman Nazilerin kontrolü altında olmamasına rağmen, Iraklı Yahudiler de Nazi nefretinin dalga dalga etkilerinden acı çekti.
Savaş sırasında ülke genelinde Nazi yanlısı propaganda yayıldı ve Hitler’in yazdığı ‘Kavgam’ kitabı, halk için Arapçaya çevrildi. Mayıs 1941’de, Şavuot Bayramı’nda, müftü ve Hitler’e bağlılık yemini eden çeteler, Irak şehirlerini yağmaladı ve kanlı bir pogrom yarattı. Yaklaşık 180 Yahudi öldürüldü, 2 binden fazla kişi yaralandı veya sakat kaldı. 900 Yahudi evi ve yüzlerce Yahudi dükkânı yıkıldı. Pogromun kurbanları, İsrail’e göre tazminat almaya hakkı olan Holokost kurtulanları olarak kabul edilmiyor.

27042022515MBffMhomSI7Bv.jpg


Farhud Pogromundan kaçan bir grup Iraklı Yahudi
İsrail’e Nazi tehdidi
1939’da İngiliz Filistin Mandasında 45 bine yakın Yahudi vardı. Naziler onları bırakmakla yetindiler mi?
Kanıtlar, 1942’deki Mısır Einsatzgruppe SS mangasının, Atina’da kurulduğunu ve İngiliz Mandası altındaki Yahudilere yönelik toplu katliamlar gerçekleştirmeye hazırlandığını gösteriyor. Tanr’ıya şükür, Nazilerin imha planları, Mısır’daki El Alamain Savaşı’nda müttefikler tarafından yenilgiye uğratıldıktan sonra gerçekleştirilemedi.
Savaşta öldürülenlerin Yahudilerin çoğu Aşkenaz kökenli Doğu Avrupalılardı. Ama Yahudi oldukları için öldürülen Sefarad ve Kuzey Afrikalı kurbanları da hatırlayalım.
Tüm Holokost kurbanlarının ruhları şad olsun.
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt