- Katılım
- 4 yıl 2 ay 25 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Orduların en önemli strateji ve taktikleri hiç şüphesiz öncelikle düşmanlarını hemen fark edebilmek ve onların özelliklerini öğrenip buna karşı önlemler almak üzerine kuruludur. Güveler de düşmanları olan yarasalardan korunabilmek için doğdukları ilk günden beri aynı dünyanın en gelişmiş ordularının kullandıkları ve gerçekleştirebilmek için milyonlarca dolar harcadıkları bu stratejilere benzer bir strateji kullanırlar.
Bir hayvanın hayatta kalabilmesi için düşmanını ya da avını fark edebilmesi en acil ihtiyacıdır. Bunun içinse karşısındaki canlıyı çok iyi tanıması gerekmektedir. Yüce Rabbimiz bazı güve türlerini bu konuda büyük bir avantaja sahip olarak tasarlanmıştır. Çünkü bu güveler, en büyük düşmanlarının yani yarasaların avlanırken kullandıkları yüksek frekanslı sesleri duyup tanıyabilme özelliklerine sahiptirler.
Güveye bu özelliği kazandıran merkezi sinir sistemini çözmek ve güvenin yarasadan nasıl kurtulduğunu bulmak amacıyla çalışmalar yürüten Tufts Üniversitesi'nden birkaç öğrenci ve bilim adamı, gece güvelerinin merkezi sinir sistemini inceleyerek mucizevi sonuçlar elde etmişlerdir. Araştırmalar sonucunda güvelerin kulaklarındaki özel sistem sayesinde, yarasalardan korundukları anlaşılmıştır. Basit bir yapıya sahip izlenimi veren bu sistem, aslında güvenin ses üstü dalgaları algılamasını sağlayacak kadar mükemmel bir yapıya sahiptir.
Böcekçil yarasalar gece karanlığında uçarken, bir seri yüksek frekanslı çığlık atarlar. Böylece yankıların kaynağının yönünü ve uzaklığını belirleyerek avlarını bulmayı başarırlar. Bu radar o kadar hassastır ki yarasaların sivrisinekten bile küçük böcekleri bulup yakalamasını sağlar.
Yarasa çok başarılı bir avcı olsa da bazı gece uçan güve türleri -Noctuidae, Geometridae ve Arctiidae ailesinin üyeleri- yarasaların ses üstü çığlıklarını duyabilen kulaklara sahiptir. Bu kulaklar, güvelerin kanatlarının altında bulunur ve "erken uyarı sistemi" gibi çalışırlar. Bu sayede yarasaya av olmaktan kurtulurlar.
Bir yarasanın yaklaştığını duyduklarında, güveler, her zamanki uçuşlarından farklı olarak keskin dalışlar ya da karışık halkalar yaparlar. Kimi zaman da azami hızla yarasanın gönderdiği yüksek frekanslı sesin tam ters yönünde uçarlar. New York City Üniversitesi'nden Asher E. Treat, yarasaların gelişine göre farklı yönde hareket eden güvelerin yaşama ihtimallerinin, diğerlerine göre oldukça yüksek olduğunu gözlemlemiştir.
Düşmanın Savaş Planını Ele Geçirme
Savaşan iki ülkeden birinin diğerinin savaş planını ele geçirmesi elbette ki çok önemlidir. Onların kullanacakları silahların özelliklerinden haberdar olunması, düşmanın nasıl bir taktik kullanarak saldıracağı, zaferi kolaylaştıracak bilgilerdir. Güvelerin yarasalara karşı kazandıkları zafer de, güvelerin yarasaların tüm saldırı taktiklerinden haberdar olması sayesinde gerçekleşmektedir. Bu durum elbette ki güvelerin yaratılışlarındaki kusursuz sistemin bir sonucudur. Güve yarasanın sesini algılarken birçok alternatifin gerçekleşme ihtimali vardır. Ancak bunların içinde güvenin tam olarak işine yarayacak olan gerçekleşir ve güve yarasadan kurtulur. Bu ihtimalleri inceleyerek güvenin başardığı işin önemini vurgulayalım:
Güvenin ses algılama menzili yarasanınkinden daha kısa olsaydı, güvenin kulakları onu yarasadan koruyamayacaktı. Böyle bir durumda güve yarasayı fark edip önünden kaçmaya çalışsa bile, yarasa onu keşfedecek ve daha hızlı uçtuğu için de eninde sonunda güveyi yakalayacaktı.
Başka bir ihtimal olarak güve çok yakındaki bir yarasayı uzakta gibi algılayabilirdi.
Ya da güve yarasanın gönderdiği sesin yönünü ters anlayarak kaçmak yerine yarasaya doğru da uçabilirdi...
Ancak bu ihtimaller içinde güveler en doğru olanını gerçekleştirirler ve yarasaya av olmaktan kurtulurlar.
Güvenin kulağı, bizim hiç duyamadığımız, 3.2 kilometreden daha uzaktaki ses üstü yarasa çığlıklarını yakalayabilir. Bunun yanında, yarasa çığlıklarını da içine alan saniyede 10 kilocycle'dan 100 kilocycle'ın üzerine kadar frekansları fark edebilir. En büyük yetenekleri ise atışlı sesleri -yani sessizliklerle bölünen kısa ses patlamalarını- fark etmeleri ve ses çarpmalarının yükseklikleri arasındaki farkı ayırt etmeleridir. Bunlar güve ile yarasanın savaşında güve için büyük avantajlardır.
Scientific American dergisinde yayınlanan makalelerden yararlanılarak hazırlanan Animal Engineering adlı kitapta anlatılanlar, güvelerin vücudunda kusursuz komplekslikte bir sistemin var olduğunu ortaya koymaktadır:
“Güvenin kulakları göğsünün arka kısmının yan taraflarında bulunur. Kulak, esas olarak böceğin göğüs ve karnını ayıran dar bir geçide yerleştirilmiştir. Kulaklar dışarıdan bakan biri için küçük birer oyuk gibi gözükebilir. Bu oyukların her birinin içinde şeffaf bir kulak zarı vardır.” (1)
Güvenin kulağındaki bütün detaylar daha iyi duymasını ve yarasanın çığlığını analiz etmesini sağlayacak niteliktedir. Güvenin kulağının orta kulak olarak adlandırılan kısmında yer alan zarın hemen arkasında bir hava kesesi bulunur. Bu kesenin içinde ise boydan boya uzanan, ince bir sıra doku bulunmaktadır. Bu doku güvenin işitme sisteminin parçalarını içerir ve kulak zarının ortasından iskelet desteğine kadar uzanır. Bu sıra üzerinde A hücresi olarak adlandırılan iki işitme hücresi yer alır. Güvenin algıladığı yüksek frekanslı seslerle ilgili tüm bilgiler A1 ve A2 olarak adlandırılan bu iki A lifinin üzerinden merkezi sinir sistemine iletilir.
Sinir liflerindeki elektriksel sinyaller 1 voltun binde 1-2'si kadardır. Güvenin A liflerindeki sinyaller, duyu hücrelerinden merkezi sinir sistemine saniyenin binde ikisinden daha kısa bir sürede ulaşırlar.
Bu sinirler, yarasaların yaydığı ses dalgalarını algılayabilecek kapasitededirler. Ayrıca bu dalgalar arasındaki değişimleri ve dalgaların büyüklüklerini tespit etme konusunda son derece hassastırlar. Güve, liflerdeki tüm bu özellikler sayesinde, uzaktaki bir yarasanın uzun ve zayıf çığlığını, öldürmek üzere yaklaşan bir yarasanın şiddetli çığlığından ayırabilir.
Güvenin iki kulağa sahip olması ona ses kaynağının yönünü tayin imkanı da verir. Eğer yarasa güvenin solunda ise sağdan gelen ses dalgaları, soldakine oranla saniyenin binde biri kadar bir gecikmeyle algılanır. İki kulak arasındaki bu algılama farkı, güvenin ses kaynağının yerini belirlemesi için yeterlidir.
Güvenin kulaklarındaki hayranlık uyandırıcı özellikler bunlarla sınırlı değildir. Bazı güvelerin kulakları zarımsı yapıdan oluşmuş bir kapağa sahiptir. Bu kapak, tıpkı bizim kulak kepçemiz gibi işlev görür. Ses toplayarak duyma kapasitesinin güçlendirilmesine katkıda bulunur.
Bütün bunların yanı sıra bazı güveler sadece ultrasonik sesleri algılamakla kalmaz, böyle sesleri yayabilirler de. Bu tür güveler yarasayı algıladıklarında kaçmaktan ziyade ultrasonik sesler yayarlar. Ancak bu şaşırtıcı bir durumdur. Çünkü yarasalar ultrasonik sesleri algılamakta tam anlamıyla ustadırlar. Bu durumda güvenin bu hareketinin bir anlamda intihar etmek olduğu düşünülebilir. Ancak yarasalar bu tip güvelerle karşılaştıklarında sanılanın aksine hızla oradan uzaklaşmayı tercih ederler. Bilim adamları bu davranışın iki temele dayanabileceğini düşünüyorlar:
Güvenin çıkardığı ses yarasanın algılama sistemini bozmaktadır.
Ses yayan güveler yarasaların sevmediği bir tada sahiptir. Yarasa bu sesi algıladığında tatsız bir av ile karşılaştığını düşünmektedir.
(1) "Moth ultrasound", Animal Engineering, Readings from Scientific American with Introductions by Donald Griffin, The Rockefeller University W. H. Freeman Com., San Francisco, s.78
Bir hayvanın hayatta kalabilmesi için düşmanını ya da avını fark edebilmesi en acil ihtiyacıdır. Bunun içinse karşısındaki canlıyı çok iyi tanıması gerekmektedir. Yüce Rabbimiz bazı güve türlerini bu konuda büyük bir avantaja sahip olarak tasarlanmıştır. Çünkü bu güveler, en büyük düşmanlarının yani yarasaların avlanırken kullandıkları yüksek frekanslı sesleri duyup tanıyabilme özelliklerine sahiptirler.
Güveye bu özelliği kazandıran merkezi sinir sistemini çözmek ve güvenin yarasadan nasıl kurtulduğunu bulmak amacıyla çalışmalar yürüten Tufts Üniversitesi'nden birkaç öğrenci ve bilim adamı, gece güvelerinin merkezi sinir sistemini inceleyerek mucizevi sonuçlar elde etmişlerdir. Araştırmalar sonucunda güvelerin kulaklarındaki özel sistem sayesinde, yarasalardan korundukları anlaşılmıştır. Basit bir yapıya sahip izlenimi veren bu sistem, aslında güvenin ses üstü dalgaları algılamasını sağlayacak kadar mükemmel bir yapıya sahiptir.
Böcekçil yarasalar gece karanlığında uçarken, bir seri yüksek frekanslı çığlık atarlar. Böylece yankıların kaynağının yönünü ve uzaklığını belirleyerek avlarını bulmayı başarırlar. Bu radar o kadar hassastır ki yarasaların sivrisinekten bile küçük böcekleri bulup yakalamasını sağlar.
Yarasa çok başarılı bir avcı olsa da bazı gece uçan güve türleri -Noctuidae, Geometridae ve Arctiidae ailesinin üyeleri- yarasaların ses üstü çığlıklarını duyabilen kulaklara sahiptir. Bu kulaklar, güvelerin kanatlarının altında bulunur ve "erken uyarı sistemi" gibi çalışırlar. Bu sayede yarasaya av olmaktan kurtulurlar.
Bir yarasanın yaklaştığını duyduklarında, güveler, her zamanki uçuşlarından farklı olarak keskin dalışlar ya da karışık halkalar yaparlar. Kimi zaman da azami hızla yarasanın gönderdiği yüksek frekanslı sesin tam ters yönünde uçarlar. New York City Üniversitesi'nden Asher E. Treat, yarasaların gelişine göre farklı yönde hareket eden güvelerin yaşama ihtimallerinin, diğerlerine göre oldukça yüksek olduğunu gözlemlemiştir.
Düşmanın Savaş Planını Ele Geçirme
Savaşan iki ülkeden birinin diğerinin savaş planını ele geçirmesi elbette ki çok önemlidir. Onların kullanacakları silahların özelliklerinden haberdar olunması, düşmanın nasıl bir taktik kullanarak saldıracağı, zaferi kolaylaştıracak bilgilerdir. Güvelerin yarasalara karşı kazandıkları zafer de, güvelerin yarasaların tüm saldırı taktiklerinden haberdar olması sayesinde gerçekleşmektedir. Bu durum elbette ki güvelerin yaratılışlarındaki kusursuz sistemin bir sonucudur. Güve yarasanın sesini algılarken birçok alternatifin gerçekleşme ihtimali vardır. Ancak bunların içinde güvenin tam olarak işine yarayacak olan gerçekleşir ve güve yarasadan kurtulur. Bu ihtimalleri inceleyerek güvenin başardığı işin önemini vurgulayalım:
Güvenin ses algılama menzili yarasanınkinden daha kısa olsaydı, güvenin kulakları onu yarasadan koruyamayacaktı. Böyle bir durumda güve yarasayı fark edip önünden kaçmaya çalışsa bile, yarasa onu keşfedecek ve daha hızlı uçtuğu için de eninde sonunda güveyi yakalayacaktı.
Başka bir ihtimal olarak güve çok yakındaki bir yarasayı uzakta gibi algılayabilirdi.
Ya da güve yarasanın gönderdiği sesin yönünü ters anlayarak kaçmak yerine yarasaya doğru da uçabilirdi...
Ancak bu ihtimaller içinde güveler en doğru olanını gerçekleştirirler ve yarasaya av olmaktan kurtulurlar.
Güvenin kulağı, bizim hiç duyamadığımız, 3.2 kilometreden daha uzaktaki ses üstü yarasa çığlıklarını yakalayabilir. Bunun yanında, yarasa çığlıklarını da içine alan saniyede 10 kilocycle'dan 100 kilocycle'ın üzerine kadar frekansları fark edebilir. En büyük yetenekleri ise atışlı sesleri -yani sessizliklerle bölünen kısa ses patlamalarını- fark etmeleri ve ses çarpmalarının yükseklikleri arasındaki farkı ayırt etmeleridir. Bunlar güve ile yarasanın savaşında güve için büyük avantajlardır.
Scientific American dergisinde yayınlanan makalelerden yararlanılarak hazırlanan Animal Engineering adlı kitapta anlatılanlar, güvelerin vücudunda kusursuz komplekslikte bir sistemin var olduğunu ortaya koymaktadır:
“Güvenin kulakları göğsünün arka kısmının yan taraflarında bulunur. Kulak, esas olarak böceğin göğüs ve karnını ayıran dar bir geçide yerleştirilmiştir. Kulaklar dışarıdan bakan biri için küçük birer oyuk gibi gözükebilir. Bu oyukların her birinin içinde şeffaf bir kulak zarı vardır.” (1)
Güvenin kulağındaki bütün detaylar daha iyi duymasını ve yarasanın çığlığını analiz etmesini sağlayacak niteliktedir. Güvenin kulağının orta kulak olarak adlandırılan kısmında yer alan zarın hemen arkasında bir hava kesesi bulunur. Bu kesenin içinde ise boydan boya uzanan, ince bir sıra doku bulunmaktadır. Bu doku güvenin işitme sisteminin parçalarını içerir ve kulak zarının ortasından iskelet desteğine kadar uzanır. Bu sıra üzerinde A hücresi olarak adlandırılan iki işitme hücresi yer alır. Güvenin algıladığı yüksek frekanslı seslerle ilgili tüm bilgiler A1 ve A2 olarak adlandırılan bu iki A lifinin üzerinden merkezi sinir sistemine iletilir.
Sinir liflerindeki elektriksel sinyaller 1 voltun binde 1-2'si kadardır. Güvenin A liflerindeki sinyaller, duyu hücrelerinden merkezi sinir sistemine saniyenin binde ikisinden daha kısa bir sürede ulaşırlar.
Bu sinirler, yarasaların yaydığı ses dalgalarını algılayabilecek kapasitededirler. Ayrıca bu dalgalar arasındaki değişimleri ve dalgaların büyüklüklerini tespit etme konusunda son derece hassastırlar. Güve, liflerdeki tüm bu özellikler sayesinde, uzaktaki bir yarasanın uzun ve zayıf çığlığını, öldürmek üzere yaklaşan bir yarasanın şiddetli çığlığından ayırabilir.
Güvenin iki kulağa sahip olması ona ses kaynağının yönünü tayin imkanı da verir. Eğer yarasa güvenin solunda ise sağdan gelen ses dalgaları, soldakine oranla saniyenin binde biri kadar bir gecikmeyle algılanır. İki kulak arasındaki bu algılama farkı, güvenin ses kaynağının yerini belirlemesi için yeterlidir.
Güvenin kulaklarındaki hayranlık uyandırıcı özellikler bunlarla sınırlı değildir. Bazı güvelerin kulakları zarımsı yapıdan oluşmuş bir kapağa sahiptir. Bu kapak, tıpkı bizim kulak kepçemiz gibi işlev görür. Ses toplayarak duyma kapasitesinin güçlendirilmesine katkıda bulunur.
Bütün bunların yanı sıra bazı güveler sadece ultrasonik sesleri algılamakla kalmaz, böyle sesleri yayabilirler de. Bu tür güveler yarasayı algıladıklarında kaçmaktan ziyade ultrasonik sesler yayarlar. Ancak bu şaşırtıcı bir durumdur. Çünkü yarasalar ultrasonik sesleri algılamakta tam anlamıyla ustadırlar. Bu durumda güvenin bu hareketinin bir anlamda intihar etmek olduğu düşünülebilir. Ancak yarasalar bu tip güvelerle karşılaştıklarında sanılanın aksine hızla oradan uzaklaşmayı tercih ederler. Bilim adamları bu davranışın iki temele dayanabileceğini düşünüyorlar:
Güvenin çıkardığı ses yarasanın algılama sistemini bozmaktadır.
Ses yayan güveler yarasaların sevmediği bir tada sahiptir. Yarasa bu sesi algıladığında tatsız bir av ile karşılaştığını düşünmektedir.
(1) "Moth ultrasound", Animal Engineering, Readings from Scientific American with Introductions by Donald Griffin, The Rockefeller University W. H. Freeman Com., San Francisco, s.78