Gebelik Zehirlenmesi

Katılım
3 yıl 5 ay 28 gün
Mesajlar
602
Tepkime puanı
275
Konum
Antalya
Cinsiyet
bPg20e
Gebelik zehirlenmesi ilerleyene kadar hiç bir belirti vermez. Annenin ve bebeğinin hayatını riske eden ciddi bir hastalıktır. Belirtileri tam olarak bilinmediği için önceden saptamak pek mümkün olmamaktadır.
Gebelik Zehirlenmesi

Preeklampsi anne ve bebeği birbirine bağlayan plasentadaki ve rahimdeki bazı damarların normalden çok fazla daralması ile bebeğin plasentadan yeterli kanı alamaması sonucunda, özellikle gebelik döneminde ortaya çıkan ve hamileliğin normaldışı seyrettiği bir durumdur. Halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak da bilinir. Ancak, tam olarak nedeni bilinmemekle beraber öncesinde kronik hipertansiyon veya hamileliğe bağlı olarak gelişen hipertansiyonda preeklampsi ve eklampsi gelişme riski olabilir. Bu nedenle, hamileliğiniz boyunca tansiyonunuzun düzenli olarak takipleri çok önem taşımaktadır.
Preeklampsi hastalığı ilerleyene kadar hiç bir belirti vermez ve annenin ve bebeğinin hayatını riske eden ciddi bir hastalıktır. Belirtileri tam olarak bilinmediği içinde preeklampsi gelişip gelişmeyeceğini önceden saptamak pek mümkün olmamaktadır. Plasentanın anormal gelişimi, sistemik damar iç tabakasında fonksiyon bozuklukları en çok suçlanan faktörler arasındadır. Dahaönceden preeklampsi öyküsü olanlar, şeker hastalığı, böbrek hastalığı gibi sistemik hastalığı olanlar, ya da 35 yaşın üzerinde olanlar, çoğul gebeliği olanlar ile mol gebelik gibi obstetrik problemleri olan hastalar, fazla kilolu gebeler preeklampsi açısından her zaman risk altındadır. Erken teşhisle tedavisi mümkündür. Bu yüzden, probleminiz olmasa bile düzenli olarak gebelik takiplerine gitmeniz çok önemlidir. Hamileliğin son altı haftası preeklampsinin en yoğun görüldüğü dönem olduğundan doğuma kadar haftalık kontrollerinizin düzenli olarak sürdürülmesi gerekir. Gebe kadınların %5'ini etkileyen preeklampside, idrarla protein kaybı başlar ve normalde damarlar içinde tutulması gereken sıvının büyük kısmı vücut boşluklarına kaçarak aşırı kilo alımına ve ödem oluşmasına yol açabilmektedir.

Gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) belirtileri nelerdir?​

  • Yüzde ve gözlerin etrafında şişlik
  • El ve ayak bileklerinde aşırı ödem
  • Aşırı kilo alımı
  • İdrarda protein kaybı
  • Şiddetli yoğun mide ağrısı
  • Yüksek tansiyon
  • Aniden oluşan görme bozukluğu
  • Eklampsi (kriz)
  • Görme bozukluğu, çift görme, bulanıklık, noktalar veya parlayan ışıklar görme, ışık hassasiyeti veya geçici görme kaybı
  • Unutkanlık,
  • Karaciğer bölgesinde ağrı,
  • Aniden başlayan bulantı ve kusma,
  • Göz aklarında veya vücutta sararma
  • Az idrar yapma gibi belirtiler gebelik zerhirlenmesi habercisi olabilir.

Gebelik zehirlenmesi tanısı​

Preeklampsi tanısını koymak oldukça kolay bir yöntemdir. Anne adayının rutin kontrolleri esnasında hipertansiyon ve idrar tetkikinde belli bir miktarın üzerinde normalden fazla albümin görülmesi durumunda preeklampsi tanısı koymak için yeterli bir sebeptir. Tam idrar tetkikinde albümin olmasa bile ve preeklampsi şüphesi kuvvetliyse, gebeye 24 saatlik idrarı toplanarak albümin ölçümü yapılmalıdır.
Gebelikte tansiyon yükselmiş ve yapılan takiplerde idrarda hiçbir zaman protein saptanmamışsa hamileliğe bağlı geçici hipertansiyon tanısı konulabilir. Bu durumda lohusalıkta tansiyonun normale dönmesi şarttır. Hamilelikte, tansiyonun 140/90 ya da üzerinde olması ve en az dört saat aralıkla yapılan ikinci ve sonrasındaki ölçümlerde yüksekliğin devam etmesi durumunda tansiyon yüksekliğinden bahsedebiliriz. En ideal ölçüm ise, gebenin sağ koldan ve kol kalınlığına uygun manşet kullanılarak yapılmalıdır. Ölçümler oturur durumda veya yatar durumda yapılmalıdır. Yani ilk ölçümü yatar durumda yaptıysanız diğer ölçümler yatar durumda, oturur durumda yaptıysanız sonraki ölçümleri de oturur durumda yapmalısınız.
Kısa zamanda fazla kilo alınması, ellerde ve yüzde şişme olması preeklampsiyi düşündürür ancak kesin teşhis koydurmaz. Bacaklarda oluşan şişme hamilelerde özellikle akşama doğru ortaya çıkar ve çok sık rastlanan bir durumdur. Gebelik muayeneleri esnasında anne adaylarının kiloları mutlaka ölçülmelidir. Bu ölçümün yanlış değer vermemesi için günün aynı saatinde, ayakkabılar çıkarıldıktan sonra, doğru ölçüm yapan bir tartıyla yapılmalıdır. Özellikle, aç karnına yapılan ölçüm en doğru sonucu vermektedir.

Preeklampsi ne zaman ortaya çıkar?​

Preeklampsi hafiften şiddetliye kadar olabilir ve ilerleme süreci hızlı veya yavaş olabilir. Genelde sorun 37. haftada ortaya çıkar ve hamileliğin ikinci döneminde herhangi bir zamanda da gelişebilir. Hatta doğum sırasında veya doğumdan sonra bile olabilmektedir. 20. haftadan önce preeklemapsi belirtileri gözükebilir ama bu durum nadir olarak görülür. Preeklampsinin görülme sıklığı %10 iken, şiddetli preeklampsi ise %1 oranında saptanmıştır.

Kimler risk altında olabilir?​

Hastaların üçte ikisi ilk gebeliklerini yaşayan genç hastalardır. Daha önceden preeklampsi öyküsü olanlar, şeker ve böbrek hastalığı gibi sistemik hastalığı olanlar, çok genç ya da 35 yaşın üzerinde olanlar, çoğul gebeliği olanlar ile mol gebelik, vb gibi obstetrik problemleri olan kadınlarda, ayrıca kilosu fazla olan gebeler preeklampsi açısından her zaman risk altında olabilmektedir. Kilo oldukça önemli ve tedavi edilecek bir faktördür. Bunların dışında ırk, genetik yatkınlık, çevresel, sosyoekonomik ve mevsimsel etkiler de söz konusu olabilmektedir.

Preeklampsi kimlerde görülür?​

Bazı hamilelerde preeklampsi gelişmesi riski daha fazladır bunları sıralamak gerekirse;
  • İlk gebeliğini yaşayanlar
  • 18 yaş altı veya 35 yaş üstü anne adaylaında
  • İkiz bebek bekleyenler
  • Kronik hipertansiyonu ve ailesinde hipertansiyon olanlarda
  • Gebelikte gebelik şekeri, gizli şeker çıkanlar
  • Kronik böbrek hastası olan anneler
  • Otoimmün hastalığı (Lupus gibi) olanlar
  • Bebekte sıvı birikmesi ve bebeğin şişmesi olan gebelikler
  • Dört ve fazla sayıda doğum yapanlarda
  • Obez anne adayları
  • Gebeliği boyunca anne adayının çalışmak zorunda kalması ve dinlenmeye fırsatı bulamaması
Preeklampsi anne ve bebeğin sağlığını nasıl etkiler?
Preeklampsi yaşayan anne adayı doğuma doğru daha hafif versiyonunu yaşar, kendisi ve bebeği için doğru bir bakımla daha iyi üstesinden gelebilirler. Ancak, preeklampsi çok şiddetliyse, bu durumda bir çok organı etkileyebilir ve hayati risklere sebep olabilir. Bu yüzden doktorunuz tarafından doğumun erken başlatılması uygun görülebilir. Kadında yüksek tansiyon kasılmalara, beyin kanamasına ve körlüğe sebep olabilir. Böbreklerdeki hasara bağlı olarak böbrek yetmezliği de ortaya çıkar. Yine karaciğer ile onu çevreleyen zar arasında kanama meydana gelebilir, tabi böyle bir durumda karaciğerde yırtılmalara sebep olabilir. Bazen de kalp yükündeki ani artışlar kalp yetmezliği ile sonuçlanabilir. Akciğer ödemi oluşur ve anne karnında pıhtılaşma bozukluğuna bağlı olarak ölümcül tablolar görülebilir.
Bebekte ise, en sık karşılaşılan problem rahme az kan gittiğinden gelişme geriliği, çok fazla amniyotik sıvı ve plasental ayrılma olabilir ve bu durumda bebeğiniz için erken doğum riski oluşur. Şiddetli preeklampsisi olan anne adaylarında doğan bebeklerin %55 inde gelişme geriliği saptanmıştır. Bu tür annelerde erken doğum daha sık olmakta ve bebeğin eşinin zamansız ayrılması neticesinde ise bebek ölümleri görülebilmektedir.

Gebelik zehirlenmesi tedavisi​

Preeklampsi erken teşhisle tedavi edilebilir. Bu anlamda, hamileliği sırasında düzenli olarak hekim kontrolünde olan gebelerde, tansiyon ve kilo takibi yapılması bu durumu fark etmenin en basit ve kolay yöntemidir. Hastaya preeklampsi teşhisi konulduysa, her doğum öncesi muayenede kan basıncı ölçülmeli, tansiyon ve bebeğin izlenmesi preeklampsi tedavisi açısından önemlidir. Evde yatak istirahati önemlidir. Çünkü, istirahat böbreklerin daha iyi çalışmasını ve rahme giden kan akışının hızlanmasını sağladığı için tercih edilen bir faktördür. Eğer bu yöntemden sonuç alınmadıysa, gebeyi bir süre hastaneye yatırarak ve bebeğin akciğer gelişimi sağlanana kadar büyümesini bekleyip doğumu gerçekleştirmek en doğru yöntemdir.
Hafif geçirilen preeklampside ise, hastanede ya da ayakta tedavi yapılabilir ve bebek yakın takibe alınmalı, hamileliğin 37. haftasında ise doğumu gerçekleştirilmelidir. Eğer gebe 37. haftanın altında, yapılan tahlil ve tetkiklerde sorun saptanmamış ve fetusun gelişimi devam ediyorsa, anne adayının ve bebeğin durumu doktorunuz tarafından yakın takibe alınmalıdır. Özellikle gebelik takiplerinize düzenli olarak gelmeniz, sol yanınıza dönerek devamlı olarak istirahat etmeniz, bebeğinizin hareketlerinin izlenmesi ve belirli aralıklarla kan basıncının takibi bu aşamadan sonra çok önemlidir. Daha sık yapılan muayenelerde, gebenin tansiyon ölçümü, kilo değişiklikleri vücutlarındaki ödem miktarı muhakkak değerlendirilmeli ve gerekirse kan tahlili idrar testleri tekrar edilmelidir. Gebelik döneminde 19-23 haftalar arasında özellikle preeklampsi gelişimi açısından yüksek riski olan anne adaylarına renkli Doppler incelemesi önerilmelidir. Bebeğiniz ultrasonografi ve NST ile değerlendirilmeli problem görüldüğü durumlarda doğum planlanmalıdır.
Doğumdan sonra magnezyum tedavisi ve tansiyon düşürücü ilaçlar bir süre daha devam ettirilmelidir. Ağır preeklampsi de dahil olmak üzere tüm hipertansiyon olgularında plasenta çıktığı andan itibaren iyileşme dönemi başlar. Doğum sonrası özellikle ilk 24 saatte de eklampsi gelişme veya tekrarlama riski devam ettiğinde hasta yakın takibe alınarak tedavisi sağlanmalıdır.
Sonuç olarak; Preeklampsiden bilinen bir korunma yolu henüz bulunmamaktadır. İlk hamilelikte geçirilen ağır hastalık, HELLP sendromu, eklampsi mevcudiyeti, bebekte gelişme geriliği, aile öyküsü ve damar hastalığı olması durumunda sonraki gebelikte tekrarlama olasılığı artabilmektedir. Bu riskler doğrultusunda, kalsiyum, düşük doz aspirin, balık yağı, magnezyum, E ve C vitamin tedavileride hastaya denenebilir. Yalnız bu tedavilerin hastalığı önleme de faydalı olduğu ile ilgili bazı çalışmalar olsa da sonuçlar tartışmalıdır. Yapılacak en güzel şey gebeliğinizin başladığı günden itibaren doğuma kadar rutin kontrollerinizi hiç aksatmadan düzenli olarak gidilmesidir.
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt