- Katılım
- 4 yıl 1 ay 28 gün
- Mesajlar
- 5,542
- Tepkime puanı
- 1,102
- Yaş
- 28
- Konum
- İzmir/35
- Memleket
- İzmir
- Meslek
- Grafiker
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Garip hareketi, garip akımı ya da birinci yeni[1] olarak bilinen; Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'ın öncülüğünü yaptığı şiir hareketidir. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp söyleyiş güzelliğini esas alır. 1941'de Orhan Veli, M. Cevdet Anday ve Oktay Rıfat üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini Garip adıyla bir kitapta topladılar. Kitabın kapağına ise "Bu kitap, sizi, alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir" yazılı bir ibare koymuşlardır.[2] Kitaba koyulan Garip adı zamanla hem üç şairi yansıtan bir kimlik kazandı hem de Türk şiirinde yeni başlayan akımı yansıttı. Orhan Veli Kanık 1941 yılında yazdığı Garip ön sözünde edebiyata dair görüşlerini açıklayarak Ahmet Haşim'in Piyale^ ön sözüne bir cevap verdi, ayrıca da Faruk Nafiz Çamlıbel ile zirveye çıkan memleket şiirine de karşı çıktı.
Garip hareketi yazarları şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsızlığı kural edindiler. Şiirlerde toplumsal yergilere yer verip şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz olduğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve şiirin konularını genişlettiler. Garip hareketi yazarlarına ait eserler toplumcu ve didaktik bir özellik taşımaz. Garipçiler halk şiirinin anlatım ve deneyimlerinden de yararlandılar. O güne kadar "seçkin" bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabileceğini savundular. Konuşma dilini şiire dahil ettiler; "nasır" gibi bayağı bir sözcüğün de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler. Orhan Veli, Kitabe-i Sengi Mezar adlı şiirinde "nasır" kelimesini kullanacak kadar ileriye gidip serbestçe şiirler yazdı. Orhan Veli bu sebepten ötürü hecenin beş şairinden olan Yusuf Ziya Ortaç tarafından sıkça eleştirilirken Nurullah Ataç tarafından ise desteklendi.[3] Bütün bu aykırı özellikleriyle şiir gibi görünmeyen ve Türk edebiyatı içinde tepki toplayan Garip hareketi zamanla daha anlaşılır oldu.
Garip hareketi yazarları şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsızlığı kural edindiler. Şiirlerde toplumsal yergilere yer verip şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz olduğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve şiirin konularını genişlettiler. Garip hareketi yazarlarına ait eserler toplumcu ve didaktik bir özellik taşımaz. Garipçiler halk şiirinin anlatım ve deneyimlerinden de yararlandılar. O güne kadar "seçkin" bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabileceğini savundular. Konuşma dilini şiire dahil ettiler; "nasır" gibi bayağı bir sözcüğün de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler. Orhan Veli, Kitabe-i Sengi Mezar adlı şiirinde "nasır" kelimesini kullanacak kadar ileriye gidip serbestçe şiirler yazdı. Orhan Veli bu sebepten ötürü hecenin beş şairinden olan Yusuf Ziya Ortaç tarafından sıkça eleştirilirken Nurullah Ataç tarafından ise desteklendi.[3] Bütün bu aykırı özellikleriyle şiir gibi görünmeyen ve Türk edebiyatı içinde tepki toplayan Garip hareketi zamanla daha anlaşılır oldu.