- Katılım
- 4 yıl 1 ay 26 gün
- Mesajlar
- 25,596
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Tıp Bilişimi alanında dünya genelinde tanınan Kardiyolog Dr. Eric Topol 2015’de “geleceğin hastane odası yatak odası olacak” diye yazmış ve hayati bulguların ve diğer bağlantılı fizyolojik ölçümlerin izlenmesinin çok şiddetli hastalıklara sahip kişiler dışında herkes için hastanelerden evlere taşınacağı bir dünyayı öngörmüştü.
Beş yıl sonra, bu tahmin çok daha gerçekçi – tabii ki yeni tip koronavirüse bağlı gelişen COVID-19 Pandemisi nedeniyle!..
COVID-19 karşısında, birçok sağlık uzmanı virüs taşıma riskini en aza indirmek ve sınırlı hastane kaynakları üzerindeki yükü azaltmak adına tele-sağlığa (uzaktan hasta izlemeye) döndü ve hassas hastalar ile ilgilenmeyi, sanal ziyaretler ile devam ettirdiler. Bu yıl yalnızca ABD’de %64’e kadar büyüyeceği öne sürülen tele-muayene ile dijital sağlık çözümlerini geniş ölçekte uygulamak için yeni ve önemli bir ivme kazandırdı.
Er ya da geç, COVID-19 tehdidi geçecek. Fakat sağlık hizmetlerinin nerede ve nasıl temin edileceğini tekrar düşünmemize gerek olacak.
Pandeminin ön plana çıkardığı şey, evlerimizin gelecek sağlık sisteminde merkezi bir rol alması için nasıl yönlendirileceğidir. Doktora giden hastalar yerine, sağlık hizmetlerini hastaların ayaklarına getirebilir miyiz?
Doktora gitmek yerine, sağlık hizmetini hastanın ayağına getirmek
Birçok insanın hoş karşılayacağı bir değişimdir bu. Uzaktan ve sanal sağlık hizmetlerine ilgili kişiler, COVID-19’un ardından artan erişim ve tedavinin kolaylığına duyulan ihtiyacı vurgulayan bir artış gösteriyor. Yıllardır zaten 7/24 dijital erişim sunan bankacılık, perakende satış ve diğer endüstriler ile sağlık hizmetleri, bugünün tüketicilerinin beklentilerini karşılamak için en uygun koşulları takip etmek zorunda kalacak.
Değişim için acil ekonomik bir ihtiyaç da var. Sağlık hizmetlerine olan talep dünya çapında artmaya devam ettiği için bugünün hastane merkezli tedavi modelinin finansal açıdan sürdürülemez olduğu bir gerçektir. Sağlık hizmetlerini bütçeye uygun tutmak, mümkün olduğunda ev gibi daha düşük maliyetli ayarlara geçmesini gerektirecektir.
Fakat bu sadece tedavi hizmetini hastane dışında tutmak anlamına gelmez. Bu, sağlığımızın geniş ölçüde doktor veya hastane ziyaretlerinden önce ve sonrasında olanlar ile şekillenmesini kabullenmek ile ilgilidir. Uzaktan dijital sağlık teknolojisi, sağlık ve sağlık problemleri ile ilgilenmek için daha bütüncül, boylamsal ve sonuç olarak etkili bir yaklaşım geliştirir.
Bu görüşün çoktan amacına ulaştığı 6 alan görüyorum. Her birini daha detaylı inceleyelim.
1. Hastaneye gelmeden önce hastaları uzaktan görüntüleme ve destekleme
COVID-19 krizi sırasında, kritik tedavi kapasitesini korumak için ve aile hekimlerine ve hastanelere zorunlu olmayan ziyaretleri önlemenin ve şüpheli koronavirüs hastalarının uzaktan izlenmesinin sağlık hizmeti yüküne nasıl yardımcı olabileceğini gördük.
Nasıl işe yaradığı şu şekildedir; Hastalar ilk olarak evde online soruları tamamlar. Sonuçlarına göre bir sağlık çalışanı, hastalara risk sınıflandırması yapabilir ve uygun önlemleri alabilir. Eğer ihtiyaç duyulursa, hastalar anket sonrası otomatik olarak izlenebilir. Yüksek riskli hastaların, onlara gerekli tedaviyi sağlayabilecek pratisyen hekimlere yönlendirilmeden önce ek bilgiler için çağrı merkezleri ile iletişimi sağlanır ya da hastanelere yönlendirilir.
Hollandalı sağlık uzmanlarının işbirliği içinde geliştirdiği bu uzaktan izleme çözümü hastaneler tarafından kullanıldı ve personel ve hastaları güvende tutmak için evde tedavi organize edildi. Gelecek adım olarak, olası kötüye gitme durumlarını uzaktan izlemek için hastalar giyilebilir sağlık izleme cihazlarını teslim alabildi.
Benzer şekilde, ileri görüşlü hastaneler tıbbi müdahaleden önce uzaktan hasta yükümlülüğünün diğer tiplerini inceliyor – hastaların bir tıbbi uygulamaya hazırlanmaları için evlerindeyken onlarla iletişim kuruyorlar. Örneğin; planlı bir cerrahi müdahalelerden önce, hastanın hastanede kalış süresini kısaltmak ve tekrar hastayı yatırmaktan kaçınmak için ameliyat öncesi sağlık koçu hastayı optimal koşula almak için yardımcı olabilir.
2. Hastaneden taburcu sonrasında hastalara dikkat etmek
Hastaların bir hastanede aldıkları tedaviden sonra evde uzaktan sağlıklarının izlenmesi de bir o kadar değerli olabilir. Hastane gözetiminin ardından hastaneden taburcu olan hastalar ile sıklıkla bağlantı kopar – bu durumun sadece ABD'ye maliyetinin yıllık 17 milyar dolar olduğu hesaplanıyor.
Uzaktan hasta takibinin kullanılmasını gittikçe daha çok göreceğiz, örneğin taburcu edildikten sonra hastaları izlemek için giyilebilir sensörlerin kullanımı. Bugün düşük hassasiyetli hastane ayarlarında hâlihazırda kullanılan bu sensörler kap hızı, solunum hızı, vücut sıcaklığı ve vücut duruşu gibi kritik verileri toplayabilir ve iletebilir.
Ek olarak, insanlar bir sohbet botu ile konuşarak veya online anketleri doldurarak sağlıkları ve yaşam kaliteleri ile ilgili düzenli olarak geri dönüşüm sağlayabilecek – evden ayrılmaya gerek kalmadan. Daha önce kanser hastaları için kullanılan hasta tarafından bildirilen elektronik sonuçların, yaşam sürelerine ve yaşam kalitesine olan katkılarını yazmıştık. COVID-19 ardından bunun, ayrıca taburcu olan koronavirüs hastalarının izlenmesinde de yararlı olduğu kanıtlanıyor.
Çeşitli sağlık önlemlerinin getirilmesi ve hasta bildirimlerinden elde edilen sonuçlar ile birlikte sağlık uzmanlarına durumun kötüyü gitmesinin erken belirtilerini saptamalarını ve ihtiyaç duydukları zaman tedaviyi izlemek adına hastaları hastaneye çağırmalarını sağlar.
3. Kronik rahatsızlığı olan hastalara hastalıklarını yönetmek için yetki verme
Evde tıbbi teknolojiden yararlanacak bir diğer grup ise kronik rahatsızlığı olan insanlardır. Yaklaşık olarak dünya çapında 3 insandan 1’i diyabet, hipertansiyon, kalp yetmezliği veya KOAH gibi birçok kronik durumdan muzdariptir. Bu hastalıklar etkilenen kişilerin sadece yaşam kalitelerini ciddi oranda zarar vermez, aynı zamanda sağlık sistemlerimize de ağır bir yük koyar. ABD’de, kronik rahatsızlıkların şaşırtıcı bir şekilde ülkenin toplam sağlık harcamalarının %75’ini oluşturduğu tahmin ediliyor.
Ev tabanlı tıbbi teknolojiler, sağlık verilerini izleyerek ve onları elektronik sağlık kayıtlarına dönüştürerek masrafları azaltmaya ve yaşam kalitesini geliştirmeye yardımcı olabilir. Bu, tedavi uzmanlarının daha hedeflenmiş bir yolda hastaları desteklemelerini sağlarken, hastaları da hastalıklarını yönetmede aktif rol almalarına teşvik edebilir. Örneğin, Philips ile ortak çalışmalar yapan Eric Topol, kronik uyku apnesi olan hastaları uzaktan izleyen ve tedavide bir değişiklik ya da müdahale ihtiyacını önem sırasına göre sıralayan bulut tabanlı bir platform geliştirdi.
İlgili ev cihazları ve evde tedavi yönetim planları ayrıca kronik tedavinin etkinliğine zarar veren en sık problemlerden birine hitap eder: tedaviye uyum eksikliği.
DSÖ’ye göre, kronik rahatsızlığı olan hastaların %50’si tedavi tavsiyelerine yeterince bağlı kalmıyor. Akıllı ilaç veren makineler, bu konuda çözümün bir parçası olabilir. Bu cihazlar ile gelen bir yardımcı uygulamaya aracılığı ile aile ve hastabakıcılar bilgilendirilerek, hasta ilaç almadığı zaman onlar ile iletişim kurmaya olanak sağlar – tedavi planına bağlılığı destekler.
4. Yaşlı kişilerin bağımsız yaşamalarına olanak sağlar
Evde yaşlı bakımı uzaktan teknoloji sayesinde hızlı bir şekilde gelişiyor. Düşmeler, 65 yaş üzeri kişilerin ölümcül veya ölümcül olamayan yaralanmalarına öncü bir sebeptir. ABD’de her 11 saniyede yaşlı bir yetişkin düşmenin getirdiği sonuçlardan dolayı hayatını kaybediyor. Peki ya bir kişi aslında yaralanmadan acı çekmeden önce düşme riskindekileri tanımlayabilseydik?
Bağlantılı sağlık teknolojisi ile toplanan verilerin kullanan tahmini analitikler tedavi uzmanlarının bunu yapmasına yardımcı olur. Birçok kaynaktan gelen verileri birleştirebilir – hastane tabanlı elektronik tıbbi kayıtları, tıbbi uyarı servislerinin tarihsel kullanımı ve önceki düşüşleri işaret eden otomatik uyarıları içeren veriler – sonraki 30 gün içinde acile taşınma riskinde olan yaşlı kişileri tanımlamak için kullanılabilir. Bu sağlık uzmanlarına bir düşmeden önce yaşlı bir kişiye ellerini uzatmalarına, hastanede gereksiz tedavileri önlemeye ve taşıma, akut tedavi ve rehabilitasyon maliyetinin düşmesine izin verir.
Gelecekte, bu tip servisler sonunda evin içine gömülmüş olabilen izlemenin diğer tipleriyle tamamlanabilecek. Araştırmacılar akıllı bir evin, özellikle narin yaşlılar tarafından bağımsız yaşamı desteklemek için tasarlanmış, farklı konumlarında hareket sensörleri veya video görüntülemenin olasılığını araştırıyor.
5. Gebe kişilere doğum öncesi bakımın uzaktan sağlanması
Belli sağlık ihtiyaçları olan veya risk altındaki hamile kadınlar sağlık hizmeti profesyonelleri ile uzaktan izlemeden yararlanabilecek bir diğer gruptur.
Örneğin; Philips ile Babyscripts ortaklığı ile geliştirilen çözümler, doğumhaneler ve hastanelerin hamilerin kan basıncı, kilosu ve diğer hayatı bulgularını uzaktan izlemek için olanak sağlar. Bu hamile kadınların ve sağlık uzmanlarının kadının sağlık durumundaki değişiklikleri onlara bildirerek aralarında düzenli doğum öncesi bakım ziyaretlerindeki hamilelik ile ilişkili riskleri yönetmelerine izin verir. Şu an uzman doktorlar tarafından uygulanan ultrasonun evlerimize girmesi bir sonraki adım olabilir.
COVID-19 ayrıca, uzaktan doğum öncesi bakımın değerini de vurguluyor. 2020 de COVID-19 ile enfekte yarım milyon kadar kadının bebeklerini doğurabilecekleri tahmin ediliyor. Aslında, 22 Mart ve 4 Nisan arasında New York Eyaletinde doğum yapan kadınların %15’i COVID-19 taşıyordu. Dahası, COVID-19 tanısı konmamış hamile kadınlar hastalığa maruz kalmalarını sınırlamak için hastanede geçirdikleri zamanı en aza indirebilecek yollar ile ilgileniyorlar.
Bu ihtiyaçların yanıtlanması için, yakın zamanda annenin karnının üzerine yerleştirilebilen kablosuz ve tek kullanımlık bir elektrotun tanıtımı duyuruldu. Bu elektrot 48 saate kadar devamlı ve müdahalesiz bir şekilde annenin kalp atışını, bebeğin kalp atışını, rahim kası aktivitesini izleme imkânı sunuyor. Her saatte tekrar yerleştirmek yerine sadece bir kez yerleştirmek yeterli, hasta ve hemşire arasındaki gerekli olan fiziksel ilişki miktarını sınırlıyor – uzaktan bağlantıda kalmak adına onlara yardımcı oluyor.
6. Herkes için sağlık hizmetlerinin kolaylığı ve erişiminin geliştirilmesi
Akıllı bağlantılı teknoloji her ne kadar özel tıbbi ihtiyaçları olan grupları desteklese de, son hedef herkesin sağlık ve refahını desteklemesi olmalı.
Kilo, kan basıncı ya da ağız hijyeni gibi yaşam verilerini ve sağlığı izleyen teknoloji daha da evlerimizin içine girebilir, örneğin; yatak odalarındaki akıllı aynalar ile. Profesyonel destek, tele-muayene servislerinin insanların evlerinde rahatlıkla erişebildiği dijital sağlık uygulamalarına girmesi ile insanların parmak ucunda.
Ağız bakımında, örneğin insanların akıllı telefonları ile çektikleri diş fotoğraflarını paylaşarak uzaktan dişçilere danışabilmesini sağlar – ki bu da uzaktan tarama, tanı koyma, danışma, tedavi planlama ve hastalığın ilerleyişinin izlenmesinin kapısını açar. Bu özellikle kırsal ve en yakın dişçinin kilometrelerce uzakta olduğu yerlerde yaşayan insanlar için umut vadediyor.
COVID-19, ABD’de hastalar ile temasta kalmak için uzaktan danışmalara geçen birçok diş hekimi ile tele-dişçiliğin uyumunu şiddetli bir şekilde hızlandırdı. Önemli ölçüde, diş bakım uzmanları artık canlı video yayını veya telefon ile danışan hasta talebinde bulunabilir ve geri ödeme alabilirler. Bu tele-dişçilik için çok iyi bir dönüm noktası olabildiğinin kanıtıdır – ayrıca pandeminin diğer uzaktan sağlık danışma formları için nasıl bir iyilik sunduğunu görmek zor değil.
Önemli olduğunda iletişimde kalmak
Sonuç olarak gelecekte bir kişisel sağlık merkezi olarak ev, ses-video arayüzleri ve yapay zeka ile birleştirilmiş IoT (internet of things, nesnelerin interneti) özellikli cihazlar ve sensörlerin insanların sağlık ve refahını desteklemek için sorunsuz ve sıkıntı vermeden entegre edilmiş bir yer olacaktır.
Akut bakım dönemlerine odaklanmaktansa uzun süreli sağlık sonuçlarına odaklanan değer tabanlı bakımı destekleyerek insanların sağlık yolculuğundaki noktaları birleştirmeye yardımcı olacaktır.
Bu yolculuk boyunca birçok anda, klasik hasta-hekim ilişkisi gerekli olarak kalacak; muayenehaneleri ve hastaneleri ziyaret etmeye devam edeceğiz. Fakat günün sonunda, küçük şahsi dünyamıza geri çekildiğimizde, ihtiyaç duyduğumuzda ve evlerimizdeki rahatlıkta bile bizleri koruyan ve destekleyen profesyonel telesağlık hizmeti verenler asla uzakta olmayacak.