- Katılım
- 4 yıl 2 ay 25 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Bu bir Blog Alıntısıdır
Erteleme Hastalığı ve İrade
Erteleme Hastalığı yani procrastination adı üzerinde şu anda yapmanız gerektiğine inandığınız şeyleri gelecekteki daha zeki ve yetenekli halinize paslamaktan ibarettir. İlk bakışta tembellik ile aynı kefeye konulsa da, aslında bilinç altımızda erteleme hastalığını yaratan bir çok döngü mevcuttur. Erteleme hastalığı her insanda bulunsa da ciddiyeti, iradenize ve dürtülerinize bağlıdır.
Yazıyı okumaya üşenirseniz hazırladığım animasyonu da izleyebilirsiniz.
Çakma listeleme siteleri gibi boş tavsiyeler vermek yerine, sizlere erteleme hastalığının temelini ve bir işi ertelerken kafamızda aslında neler döndüğünü anlatmaya çalışacağım.
Bu yazıyı okuduktan sonra erteleme hastalığından arınmış bireylere dönüşmeyeceksiniz. Sadece neden ertelediğiniz hakkında bilgi sahibi olacaksınız, umarım bu bilgiler de hayatınızda bazı şeyleri değiştirmek konusunda sizi motive eder.
Ödülün Zamanlaması ve Belirsizliği
Yaptığımız her aksiyonun bir sonucu yani ödülü mevcuttur ve aksiyonlarımızı da aslında farkında olmadan ödüle ulaşmak için alırız. Aksiyonlarımızı ertelememizin en büyük nedenlerinden biri ise yaptığımız iş ile aldığımız ödülün arasındaki zaman farkıdır.
Susadığımızda su içmemiz anında susuzluğumuzu giderir.
Lavaboya gidip ihtiyaç giderdiğimizde anında rahatlarız.
Fiziksel yapımız ve vücudumuz hatta tüm evrim, anlık etkileşimler, etki-tepki ve bu ödül sistemi üzerine gelişmiştir.
Şimdi de kilo vermek için spor salonuna yazıldığımızı düşünelim. Spora gittiğimiz günler esas ödül/beklentimiz kilo vermek olacaktır. İnsanların dakika başı tartılması veya 5 dk kol çalışıp aynanın karşısında kasılması ( anlık olarak şiştiğiniz gerçektir aslında kas çalıştıktan sonra) anlık olarak ödül beklediklerindendir. Bir kaç gün spora gidip hiç bir değişiklik görmeyen insanların düzenli olarak spora devam etmelerini bekleyemezsiniz.
Tavsiye: Düzenli spor yapmak istiyorsanız, ödülünü alacağınız tarihi belirleyip hedef koymanız gerekiyor. 30 gün sonra 2 kilo vermiş olacağım bunun en basit örneği. Bu şekilde biraz da olsun anlık ödül beklentinizi düşürebilirsiniz. Hedef koyma geyiği de zaten ödül zamanlaması prensibinden doğmuştur, yoksa kanepede ölürdük hepimiz.
Ertesi günkü sınava çalışmak yerine neden gece oturup oyun oynarız? Çünkü oyunun verdiği zevki ve ödülü o an tadıyoruz, sınav kötü geçse bile dönem notumuz 5 ay sonra açıklanacak.
Kilo vermeye çalışırken fast food gömme gafletinde neden bulunuyoruz? Çünkü yemeğin bize verdiği zevk peşin. Alacağımız kilo ve kolestrol gibi değerler hem gelecekteler hem de belirsizler.
Hamburgerin tadı ile alacağımız X gramı nasıl karşılaştırabiliriz ki?
E kalorisi yazıyor üstünde…
Sizi bilemem ama benim 1000 kalorinin vücuduma ne yaptığı hakkında hiç bir fikrim yok. Bu yüzden anlık kararlarımı verirken yeterli bir ölçüt değil.
Bu başlıkta iki maddeyi inceledik, alacağımız ödülün zamanlaması ve ölçütü.
Tavsiye: Tembellik hastalığı kapıyı çaldığı zaman, yapmanız gereken işin sizi hangi zaman diliminde ne katacağını hesaplayıp bir kağıda yazın. Emin olun ki neden ertelediğinizi anlayacaksınız.
Bonus Tavsiye: Bir işe başlamak için motivasyon mu bekliyorsunuz. Çölde su beklemek gibi bir şey bu. Çölde suya ulaşmak için yürümeye başlamalısın. Motive olmak için de işe koyulmalısın. First action then motivation!
Son bir örnek olarak küresel ısınmadan bahsedebiliriz. Bu kadar besbelli bir olayı insanlar neden ciddiye almıyorlar halen. Bir nedeni, karbon emisyonunu azaltmak, daha az araba kullanmak, deodorantlardan vazgeçmek gibi aksiyonların şimdiki zamanda olup, kutuplardaki buzulların toparlanması, sıcaklık değerlerinin eski halini alması gibi ödüllerin en az 15-20 sene sonra gerçekleşecek olmasıdır.
Erteleme Hastalığı ve Zararları
Uzaktaki ödülleri pas geçiyor olmamız bizi hayattaki bir çok fırsattan alıkoyacaktır fakat bize aslında en çok zarar veren şey geç gelen zararlardır. Şimdiki zamanda yaptığımız bazı aksiyonların verdiği anlık ödüllere ve zevklere kendimizi kaptırarak ilerideki büyük olası zararları görmezden geliyoruz.
Sigara reklamlarında bunu vurgulamaya çalışsalar da, önümüzdeki 10-15 sene, ufak öksürüklerden başka bir zarar görmeyeceğimiz için, gelecekteki zamanı ve ölçütü belirsiz bir kanseri beynimiz ne yazık ki ciddiye almıyor.
Beynimizin ve vücudumuzun evriminin büyük kısmı anlık karar ve sonuçlarına verdiğimz tepkiler üzerinde oluşmuştur. Kılıç dişli aslan gördün kaç, yemek buldun ye.
10-15 sene sonrasında ne olacağım sorusu ise yakın gelecekte çıkmış ve yazıdan da anlayacağınız gibi henüz adapte olamadığımız bir sorudur.
Konu ilginizi çektiyse, kaynak olarak da kullandığım Davranışsal İktisat alanında uzman olan Dan Ariely‘nin irade ilgili harika videosunu izleyebilirsiniz. Değindiğim psikolojik nedenlerden, reward substitution tekniğinden, irade ve procrastination ile ilgili deneylerden bahsediyor.
Erteleme Hastalığı ve İrade
Erteleme Hastalığı yani procrastination adı üzerinde şu anda yapmanız gerektiğine inandığınız şeyleri gelecekteki daha zeki ve yetenekli halinize paslamaktan ibarettir. İlk bakışta tembellik ile aynı kefeye konulsa da, aslında bilinç altımızda erteleme hastalığını yaratan bir çok döngü mevcuttur. Erteleme hastalığı her insanda bulunsa da ciddiyeti, iradenize ve dürtülerinize bağlıdır.
Yazıyı okumaya üşenirseniz hazırladığım animasyonu da izleyebilirsiniz.
Çakma listeleme siteleri gibi boş tavsiyeler vermek yerine, sizlere erteleme hastalığının temelini ve bir işi ertelerken kafamızda aslında neler döndüğünü anlatmaya çalışacağım.
Bu yazıyı okuduktan sonra erteleme hastalığından arınmış bireylere dönüşmeyeceksiniz. Sadece neden ertelediğiniz hakkında bilgi sahibi olacaksınız, umarım bu bilgiler de hayatınızda bazı şeyleri değiştirmek konusunda sizi motive eder.
Ödülün Zamanlaması ve Belirsizliği
Yaptığımız her aksiyonun bir sonucu yani ödülü mevcuttur ve aksiyonlarımızı da aslında farkında olmadan ödüle ulaşmak için alırız. Aksiyonlarımızı ertelememizin en büyük nedenlerinden biri ise yaptığımız iş ile aldığımız ödülün arasındaki zaman farkıdır.
Susadığımızda su içmemiz anında susuzluğumuzu giderir.
Lavaboya gidip ihtiyaç giderdiğimizde anında rahatlarız.
Fiziksel yapımız ve vücudumuz hatta tüm evrim, anlık etkileşimler, etki-tepki ve bu ödül sistemi üzerine gelişmiştir.
Şimdi de kilo vermek için spor salonuna yazıldığımızı düşünelim. Spora gittiğimiz günler esas ödül/beklentimiz kilo vermek olacaktır. İnsanların dakika başı tartılması veya 5 dk kol çalışıp aynanın karşısında kasılması ( anlık olarak şiştiğiniz gerçektir aslında kas çalıştıktan sonra) anlık olarak ödül beklediklerindendir. Bir kaç gün spora gidip hiç bir değişiklik görmeyen insanların düzenli olarak spora devam etmelerini bekleyemezsiniz.
Tavsiye: Düzenli spor yapmak istiyorsanız, ödülünü alacağınız tarihi belirleyip hedef koymanız gerekiyor. 30 gün sonra 2 kilo vermiş olacağım bunun en basit örneği. Bu şekilde biraz da olsun anlık ödül beklentinizi düşürebilirsiniz. Hedef koyma geyiği de zaten ödül zamanlaması prensibinden doğmuştur, yoksa kanepede ölürdük hepimiz.
Ertesi günkü sınava çalışmak yerine neden gece oturup oyun oynarız? Çünkü oyunun verdiği zevki ve ödülü o an tadıyoruz, sınav kötü geçse bile dönem notumuz 5 ay sonra açıklanacak.
Kilo vermeye çalışırken fast food gömme gafletinde neden bulunuyoruz? Çünkü yemeğin bize verdiği zevk peşin. Alacağımız kilo ve kolestrol gibi değerler hem gelecekteler hem de belirsizler.
Hamburgerin tadı ile alacağımız X gramı nasıl karşılaştırabiliriz ki?
E kalorisi yazıyor üstünde…
Sizi bilemem ama benim 1000 kalorinin vücuduma ne yaptığı hakkında hiç bir fikrim yok. Bu yüzden anlık kararlarımı verirken yeterli bir ölçüt değil.
Bu başlıkta iki maddeyi inceledik, alacağımız ödülün zamanlaması ve ölçütü.
Tavsiye: Tembellik hastalığı kapıyı çaldığı zaman, yapmanız gereken işin sizi hangi zaman diliminde ne katacağını hesaplayıp bir kağıda yazın. Emin olun ki neden ertelediğinizi anlayacaksınız.
Bonus Tavsiye: Bir işe başlamak için motivasyon mu bekliyorsunuz. Çölde su beklemek gibi bir şey bu. Çölde suya ulaşmak için yürümeye başlamalısın. Motive olmak için de işe koyulmalısın. First action then motivation!
Son bir örnek olarak küresel ısınmadan bahsedebiliriz. Bu kadar besbelli bir olayı insanlar neden ciddiye almıyorlar halen. Bir nedeni, karbon emisyonunu azaltmak, daha az araba kullanmak, deodorantlardan vazgeçmek gibi aksiyonların şimdiki zamanda olup, kutuplardaki buzulların toparlanması, sıcaklık değerlerinin eski halini alması gibi ödüllerin en az 15-20 sene sonra gerçekleşecek olmasıdır.
Erteleme Hastalığı ve Zararları
Uzaktaki ödülleri pas geçiyor olmamız bizi hayattaki bir çok fırsattan alıkoyacaktır fakat bize aslında en çok zarar veren şey geç gelen zararlardır. Şimdiki zamanda yaptığımız bazı aksiyonların verdiği anlık ödüllere ve zevklere kendimizi kaptırarak ilerideki büyük olası zararları görmezden geliyoruz.
Sigara reklamlarında bunu vurgulamaya çalışsalar da, önümüzdeki 10-15 sene, ufak öksürüklerden başka bir zarar görmeyeceğimiz için, gelecekteki zamanı ve ölçütü belirsiz bir kanseri beynimiz ne yazık ki ciddiye almıyor.
Beynimizin ve vücudumuzun evriminin büyük kısmı anlık karar ve sonuçlarına verdiğimz tepkiler üzerinde oluşmuştur. Kılıç dişli aslan gördün kaç, yemek buldun ye.
10-15 sene sonrasında ne olacağım sorusu ise yakın gelecekte çıkmış ve yazıdan da anlayacağınız gibi henüz adapte olamadığımız bir sorudur.
Konu ilginizi çektiyse, kaynak olarak da kullandığım Davranışsal İktisat alanında uzman olan Dan Ariely‘nin irade ilgili harika videosunu izleyebilirsiniz. Değindiğim psikolojik nedenlerden, reward substitution tekniğinden, irade ve procrastination ile ilgili deneylerden bahsediyor.