- Katılım
- 4 yıl 2 ay 26 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Bursa, günümüzde 3 milyona yaklaşan nüfusu ile ülkemizin en büyük 4. şehridir. Ülkenin sadece nüfus anlamında değil; tarih, kültür, ekonomi, sanayi ve gastronomi yönleri ile de en önde gelen şehirlerden birisidir.Bursa'da gezilecek yerler listesinde neler olmalı? Bursa'nın tarihi yerleri, Bursa'nın tarihçesi nedir? Bursa gezilecek tarihi yerler, doğal güzellikler nelerdir?
Şehir merkezi olarak baktığımızda Anadolu'daki bazı yerleşimler kadar eski bir geçmişe sahip olmasa da, kurulduktan sonra hızla bulunduğu bölgenin lokomotif kenti haline gelmiştir Bursa. Eski ismi Prusia olan ve Olympos Dağı’nın eteklerine M.Ö. 3. yüzyılda kurulan kent adını dönemin Bitinya Kralı olan Prusias’tan alır. Bitinya, Roma, Bizans’ın ardından Osmanlı egemenliğine girer. 1326 yılında şehrin Orhan Gazi tarafından alınması Bursa için bir dönüm noktası olur. Tabii aynı zamanda Osmanlı’nın da sınıf atlamasına vesile olur. Osmanlı’nın da ilk başkenti olan bu şehir, Osmanlı eserlerini en yoğun görebileceğiniz 3 şehirden birisidir.
İstiklal Savaşı sırasında Yunanlar tarafından işgal edildiğinde Milli Mücadele’yi yürüten meclisin kürsüsüne siyah bir örtü yerleştirilir. 11 Eylül 1922’de şehir işgalden kurtarılana kadar orada kalır. Bu durum bile Bursa’nın ne kadar önemli bir kent olduğunun göstergelerinden birisi sayılabilir.
Osmanlı ile özdeşleşen bir şehir olduğundan camileri, türbeleri, medreseleri, darüşşifaları vb. yapıları ile öne çıkan bir şehir yani inanç turizmi biraz daha önlerde Bursa için. Fakat doğal güzellikler bakımından oldukça zengin bir şehirdir. Yeşil Bursa denmesi bu güzelliklerin ne kadar çok olduğunu bize anlatıyor zaten. Fakat günümüzde Bursa’ya geldiğinizde Uludağ’ın yamaçları dışında yeşili görmek pek mümkün değil. Bu açıdan hayal kırıklığı yaratsa da, merkezden uzaklaştığınızda görebileceğiniz eşsiz güzellikte yerler barındırıyor Bursa.
Bursa’nın tarihi, özellikleri, kültürü, ekonomisi, gastronomisi gibi konulardan başka yazılarımızda daha ayrıntılı bahsedeceğiz. Fakat öncelikle “16” olan plakası ile bütünleşen bir şehir olan Bursa’yı, “16 Madde ile Gezilecek Yerlerini” özetlemek istedik. Bu yazılanlar dışında tabii ki birçok yer var ama Bursa denince akla ne gelir, ilk nereler görülür bunları madde madde sıralıyoruz.
1. Tophane, Osman Gazi, Orhan Gazi Türbeleri
Bursa’ya gelip de Tophane’ye çıkmadan, Bursa’ya kuşbakışı bakmadan ayrılmak olmaz. Hatta burası ilk duraklarınızdan birisi olmalı. Tabii Tophane sırtlarından Bursa’ya baktığınızda “Yeşil Bursa’nın” artık yeşilinin neredeyse hiç kalmadığını fark edeceksiniz. Ama siz yine de yeşil haliyle hayal edin Bursa’yı. Tophane Parkı içerisinde ise Osmanlı’nın kurucusu Osman Gazi ve Bursa’yı fetheden oğlu Orhan Gazi’nin türbelerini de ziyaret etmelisiniz.
14. yüzyılda inşa edilen türbelerin bulunduğu bölgede şehir alınmadan önce St. Elia Manastırı bulunuyordu ki Osman Gazi’nin vasiyeti sebebiyle şehir alınınca kendisi buraya defnedildi. Oğlu Orhan Gazi’de vefat ettikten sonra babasının yanında defnedildi. Türbelerde Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin yanı sıra bu hanedanda olan birçok kişi de defnedilmiş durumda.
Aynı parkın içinde ise Bursa Saat Kulesini de göreceksiniz. 1905 yılında 2. Abdülhamid tarafından inşa ettirilir. Zaten ülkemizdeki saat kulelerinin büyük bir kısmını da inşa ettiren kişidir kendisi. 33 metre yüksekliğinde olan kule yangın gözetleme kulesi olarak da kullanıldı.
2. Ulucami
Ulucami, Bursa’nın en bilinen yapısıdır. Nasıl İstanbul’un Ayasofyası varsa Bursa’nın da Ulucami var derler. 1399 yılında Yıldırım Beyazıd tarafından yaptırılan Ulucami’nin mimarı Ali Neccar’dır.( Kimi kaynaklarda Hacı İvaz Paşa olarak da geçer.) Yıldırım Beyazıd’ın Niğbolu Savaşı’na giderken adadığı bir adak sonrası damadı olan Emir Sultan’ın önerisiyle yaptırılan Ulucami, adeta bir hat müzesidir. 192 hat eserinin bulunduğu caminin, ortasında ise bir şadırvan bulunuyor.
Caminin simgesi ise “Vav” harfidir. Birçok hatta bunu görebilirsiniz. Caminin ceviz ağacından, kündekari tekniği ile yapılmış olan minberi ise en kıymetli parçalardan birisidir. Üzerindeki kabartmaların bizim Güneş Sistemi olduğu söylenir. Bunların dışında Yavuz Sultan Selim döneminde getirilen Kabe’nin kapı örtüsü görecebileceğiniz bir diğer önemli eser.
1855 yılında gerçekleşen ve Bursalıların “Küçük Kıyamet” dediği depremde cami neredeyse tamamen yıkılmış, 20 kubbeli caminin 18 kubbesi tamamen çökmüştür. Abdülaziz tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Bursa’nın tam merkezinde yer alan bu anıtsal yapıyı başka bir yazımızda daha ayrıntılı anlatacağız.
3. Tarihi Kapalı Çarşı ve Kozahan
Bursa ekonomisinin ve ticaret hayatının merkezi diyebileceğimiz “Tarihi Kapalı Çarşı”, yüzyıllardır bu özelliğini koruyor. Şehrin tam merkezindeki konumu, tarihi, yaşanmışlıkları ile AVM’lere adeta meydan okuyor.
Orhan Gazi ile beraber ortaya çıkmaya başlayan çarşı zamanla hanların inşa edilmesi ve bu hanların arasının üzerilerinin kapatılmasıyla ortaya çıkmıştır. Günümüzde “Uzun Çarşı” olarak da adlandırılan çarşı 130 dükkandan oluşur. Etrafında bulunan hanlar ile Bursa ekonomisinin en önmeli noktasını oluşturan bölge, önemi biraz azalsa da hala aynı öneme sahip diyebiliriz. 1958 yılındaki yangın ile neredeyse tamamen yanan çarşı daha sonra yeniden inşa edildi.
Kozahan, Bursa’nın tam merkezinde ve Ulucami’nin hemen yanıbaşında bulunuyor. Hanlar Bölgesinin en meşhur ve en çok ziyaret edilen hanı olan Kozahan iki kattan oluşuyor ve bir de İç Kozahan olarak adlandırılan bölüm ile beraber iki kısımdan oluşuyor. Üst kat ipek ürünlerin satıldığı dükkanlardan oluşurken alt kat ise çayınızı, kahvenizi yudumlarken dinlenebileceğiniz güzel bir çay bahçesi havasında.
“Bursa’nın Tarihi Alışveri Merkezi” olarak adlandırılan Kozahan, 1491 yılında 2. Beyazıd tarafından İstanbul’da bulunan Beyazıd Külliyesi’ne gelir getirmesi amacıyla inşa ettirilir.
4. Yeşil Külliye
Bursa’nın simgesi olan Yeşil Türbe’yi de içine alan külliye, kendisi ile aynı isimde anılan Yeşil semtinde bulunuyor. Osmanlı ikinci kurucusu kabul edilen ve Fetret Devri’ni sona erdiren sultan olan Çelebi Mehmed tarafından yaptırılmıştır. 1413’te inşasına başlanan külliye ince işçilikleriyle 1424 yılında oğlu 2. Murad tarafından bitirilir. Özellikle türbe ve cami yeşil-turkuaz İznik çinileri ile ünlüdür.
Cami, türbe, medrese, imaret ve hamamdan oluşan külliyenin şu anda ziyaret edilebilen yapıları ise cami ve türbedir. Türbe içerisinde Çelebi Mehmed ve ailesinden kişilerin kabirlerin bulunuyor. Yeşil Cami'nin ise Osman Hamdi Bey'in meşhur "Kaplumbağa Terbiyecisi" tablosunun arka fonunu oluşturduğunu da hatırlatmış olalım.
5. Muradiye Külliyesi
Bursa’nın eski semtlerinden olan Muradiye adından da anlaşılacağı gibi adını 2. Murad’dan alır. Mimarisi ile hala eski Bursa’nın izlerini taşıyan semtin en dikkat çekici yapısı ise Muradiye Külliyesi’dir. 1425-1426 yıllarında 2. Murad tarafından inşa ettirilen külliye, cami, türbeler, darüşşifa, hamam ve medreseden oluşuyor.
Fakat en bilinen kısmı türbelerin bulunduğu bahçedir. 12 türbenin bulunduğu bahçe bu özelliği ile nadir yerlerden birisidir. Bu türbelerde 2. Murad’ın yanı sıra, Cem Sultan ve herkesin Muhteşem Yüzyıl dizisi ile tanıdığı Şehzade Mustafa’da bulunuyor.
6. Kent Müzesi
Bursa’nın tam kalbinde Atatürk Anıtı’nın (Bursa'da Heykel olarak adlandırılan yerdir.) hemen arkasındaki eski adliye binası günümüzün Kent Müzesi’dir. 14 Şubat 2004’te ziyarete açılan müze, Bursa’nın tarihi, kültürü, ekonomisi, sosyal hayatı, mutfağı, zanaatları ve sportif hayatı gibi birçok alana ışık tutuyor. Balmumu heykellerden, tematik alanlara, maketlere kadar Bursa’yı daha iyi anlamanızı sağlayacak bir müze.
7. Hünkar Köşkü
Enfes bir Bursa manzarısına sahip olan Hünkar Köşkü, halk arasında daha çok Atatürk Köşkü olarak da bilinir. Bursa’nın Uludağ eteklerinde yer alan köşk, aslında şehir merkezinde, Temenyeri olarak adlandırılan mevkide bulunuyor. Sultan Abdülmecid’in Bursa ziyaretine istinaden “Av Köşkü” olarak inşa edilen köşk sadece 19 günde tamamlanmıştır. Abdülmecid, Abdülaziz ve V. Mehmed Reşad’ın da konakladığı köşkün bahçesinde belediyeye ait bir sosyal tesis de bulunuyor. Köşk, Atatürk’ün ziyareti sırasında daha sonra ilk kadın pilotumuz olacak olan ve bu mahallede yaşayan Sabiha Gökçen’i manevi kızı olarak kabul ettiği yerdir.
8. Panorama 1326 Fetih Müzesi
Bu müze, sizi 6 Nisan 1326 tarihine ışınlayacak. Bursa’nın Orhan Gazi tarafından fethedildiği günün panoramik olarak canlandırıldığı müze, Dünyanın en büyük panoramik müzesi olma özelliğine sahip.
Bursa’da medfun bulunan 6 padişaha itafen 6 direk üzerine oturtulan dahiyane bir mühendislik eseri olan bu müzeyi gezmeye, Kayı Boyu’nun Anadolu’ya göçünden , Payitaht Bursa’daki son padişah olan II. Murad dönemine kadar gerçekleşen önemli hadiselerin 16 adet tablo ile anlatıldığı sergi salonuyla başlıyoruz. Tabii burada 16 rakamı üzerinden de çifte gönderme yapılmış. Tarih sahnesine çıkmış Türk Devletlerinin sayısı ve Bursa şehrinin rakamı olan 16 özellikle tercih edilmiş.
9. Merinos Tekstil, Sanayi ve Göç Müzesi
Bursa, bir sanayi şehri; bir tekstil başkenti ve bir göç şehri. Üçünde de ülkenin en önde gelen şehirlerinden birisi olan Bursa’nın bu özelliklerinin canlandırılmaya, anlatılmaya çalışıldığı müze ise belki de en hak ettiği yerde. Cumhuriyetin ilk ve en önemli tesislerinden birisi olan Merinos Fabrikası. 1938 yılında bizzat Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından açılan fabrika, 2011 yılında Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi olarak hizmete açıldı.
10. Cumalıkızık
Yaklaşık 700 yıllık bir köy Cumalıkızık. Uludağ’ın eteklerinde bulunan ve sivil Türk mimarisinin en güzel örneklerinin bir kısmını ziyaretçilere sunuyor. Safranbolu evlerinin renklisi gibi düşünebilirsiniz. Cumalıkızık, ülkemizde bu mimari açısından koruma altında olan 2 köyden de birisidir (Diğer Safranbolu’da ki Yörük Köyü). 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen köy, Bursa turlarının da başlangıç noktası diyebiliriz. Tabii Cumalıkızık bu şöhretini “Kınalı Kar” olarak adlandırılan diziye borçlu.
Genelde kahvlatı için birçok grup burayı tercih ediyor. 700 yıllık bir köyün taş sokaklarında, ahşap-kerpiç evlerin arasında yapacağınız güzel ve kısa bir yürüyüş sırasında Dünyanın en dar sokaklarından birisi olarak adlandırılan Cin Aralığı’nda göreceğiniz yerler arasında. Köy hayatını anlatan Cumalıkızık Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.
11. Uludağ ve İnkaya Çınarı
Uludağ; kış, kar, kayak dendiğinde akla ilk gelen ülkenin en köklü ve popüler olan yeridir. Bursa’nın yeşil beyazını maalesef bir arada görebileceğiniz tek yeri de diyebiliriz. 1961 yılında doğal güzelliklerinden dolayı milli park ilan edilen Uludağ’ın zirvesi 2543 metre yüksekliği ile Marmara’nın da en yüksek noktasıdır. 1320 farklı bitki türüne – bunların 33’ü endemik - ev sahipliği yapan Uludağ aynı zamanda yaban hayatı açısından da önemli bir merkez. Tabii sadece kış mevsinin değil, aslında diğer 3 mevsimin de görülmesi regereken yerlerinden birisidir.
Eğer Uludağ’a kara yolu ile çıkacaksanız; dağ yoluna girdiğiniz andan itibaren yaklaşık 10 dakika kadar sonra İnkaya Köyü’ne varacaksınız. Çıkışa göre yolun solunda kalacak olan yaklaşık 625 yaşında devasa bir çınar ağacı var. İnkaya Çınarı olarak bilinen ağacın gövdesini 10 yetişkin el ele verdiğinde anca sarabiliyor. Giderken ya da dönerken bir çay-kahve molası vermeniz için ideal bir yer.
12. Misi Köyü
Bursa – Orhaneli yolu üzerinde bulunan Misi, günümüzde Gümüştepe adıyla anılıyor. Bursa’daki eski Rum yerleşimlerinden birisi olan Misi, günümüzde Bursa’nın önemi mesire yerlerinden birisi durumunda. Sadece doğal güzelliği, sakinliği ile değil aynı zamanda, burada açılmış olan Edebiyat Müzesi, Mysia Fotoğraf Müzesi, Misi İpek Evi, Misi Koza Evi, Etnografya Evi ve Çocuk Kütüphanesi ile kültür merkezi de denebilir.
Nilüfer Çayı’nın içinden geçtiği Misi şaraplarıyla ünlü olan bir yer. Dolayısıyla üzümün bölgede çok yaygın olduğunu da söyleyebiliriz. Zaten gezerken asmaları her yerde göreceksiniz.
13. Gölyazı
Gölyazı, Bursa’nın Nilüfer ilçesi sınırları içerisinde İzmir yolundan 5 km içeride bulunuyor. Uluabat Gölü kıyısında, aslında içinde bulunan Gölyazı, kış aylarında bir ada iken, yazın suların çekilmesiyle bir yarımadaya dönüşüyor. Tabii artık yerleşim sadec bu ada olan kısmın üzerinde de değil. M.Ö. 4. yüzyıla giden bir geçmişe sahio olan yerin antik adı ise Apollonia’dır.
Ağlayan Çınar, acıklı hikayesi ile buranın en meşhur yeri. Eski bir Rum yerleşimi olan Gölyazı’da, kültür merkezi olarak kullanılan Panteleimon Kilisesi, Gölyazı manzarasıyla Zambak Tepe, yakın tarihe kadar yörenin en önemli geçim kaynağı olan Uluabat Gölü’nde bir tekne turu ve nilüfer çiçekleri buranın olmazsa olmazları.
14. Trilye
Mudanya’ya bağlı küçük bir balıkçı kasabası görünümünde olan Trilye, tarih, huzur ve zeytin arayanlar için mükemmel bir durak. Mudanya’dan yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta bulunan Trilye, eski bir Rum yerleşimi. Mübadeleye kadar da Rum nüfusunun ciddi oranda baskın olduğu yerlerden birisidir. Zaten Trilye’de bulunan yapılara baktığımızda bu durum çok daha net karşımıza çıkıyor.
İsmine baktığımızda “üç” temeline dayalı rivayetlerden geldiği söylenir. En bilineni ise İznik’te toplanan konsil sırasında aforoz edilen üç papazın bu bölgeye gelmesidir.
1909 yılında Trilyeli bir metropolit olan Hristosmos tarafından inşa edilen “Taş Mektep”, 1980’lere kadar kullanılmıştır. Bakımsızlıktan harabeye dönse de yapılan restorasyon ile tekrar hizmete girmesine az kaldı.
Taş evlerin arasında taş sokaklarda yürürken günümüzde farklı amaçlarla kullanılmış birçok kilise de göreceksiniz. Aziz Vasil Kilisesi Trilye Kültür Merkezi, Aya Ioannes Kilisesi Dündar Evi, Aya Stephanos Kilisesi Fatih Camii olarak kullanılıyor. Bunların dışında neredeyse harabe haline gelmiş olan Kemerli Kilise de görebilecekleriniz arasında.
Ana cadde üzeinde ve liman tarafında birçok zeytin ve zeytinyağı satan yer ile karşılaşacaksınız. Burada yapacağınız en büyük hata bu ürünlerden almadan dönmek olur.
Trilye’deki restaurantlarda mevsim balıklarından oluşan bir yemeği de atlamamakta fayda var.
15. Mudanya Mütareke Evi
Bursa’nın Mudanya ilçesinde, deniz kıyısında bulunan Mütareke Evi, Cumhuriyete, bağımsızlığa giden yolda ilk adımın atıldığı yerdir. Sahada kazanılan zaferlerin, 11 Ekim 1922’de masa başında taçlandırıldığı yerdir Mütareke Evi. 1800’lü yıllarda Rus tüccar Aleksandır Ganyanof tarafından yaptırılan bir yalı olan yapı 1937 yılından beri müze olarak kullanılıyor. İki katı ziyarete açık olan müzede giriş katı müzakerelerin yapıldığı odaları bulundururken, üst kat İsmet İnönü başkanlığındaki Türk heyetin yaşam mahalli olarak kullanılmıştır.
16. İznik
İznik, başlı başına önemli bir merkez. Aslında İznik için en uygun tabir “3 Devlet 1 Başkent” olurdu heralde. Bursa’ya yaklaşık 75 km uzaklıkta, İznik Gölü’nün (Türkiye’nin en büyük 5. gölü) doğu kıyısında bulunan İznik, tam bir medeniyetlerin buluşma noktası. Bizans, Anadolu Selçuklu Devleti ve kısa süre de olsa Osmanlı’ya da başkentlik yapmıştır. Günümüzde bir ilçesi olan Bursa’dan çok daha önemli bir kent olan İznik, zamanla ticaret yollarının ve şartların değişmesi ile önemini kaybetmiş ve yerini Bursa’ya bırakmıştır. Hristiyanlığın şekillendirildiği ve belli başlı kuralların konmaya çalışıldığı 7 konsilden birinci ve sonuncusunun toplandığı yerdir.
Eski ismi Nikea olan İznik’in etrafında surlar hala ayakta duruyor ve Lefke Kapı, İstanbul Kapı, Göl Kapı ve Yenişehir Kapısı olmak üzere 4 girişe sahip. Günümüzde Orhan Camii olarak kullanılan Ayasofya, kentin en önemli yapısı denebilir. Bunun dışında Roma tiyatrosu, İznik Yeşil Camii, Nilüfer Hatun İmareti – Arkeoloji Müzesi, Hacı Özbek Camii, Süleyman Paşa Medresesi, Dikilitaş, 2. Murad Hamamı, surlar ve özellikle Lefke Kapı, Çini Fırınları görülmesi gerekenlerin en başında yer alıyor. (Bir süre sonra buraya İznik Gölü’nde bulunan bazilika da eklenecek.)
İznik aynı zamanda çinileriyle de ünlü olan bir yerleşim. Tarih boyunca birçok önemli yapının süslenmesinde kullanılan çinilerin üretildiği yerdir. Trafiğe kapalı olan Kılıçarslan Caddesi üzerinde çini ürünlerin satıldığı birçok dükkan var. Eğer isterseniz çini yapımını yerinde de görebilirsiniz.