Düşünce Özgürlüğü Üzerine

Düşünce ve fikirlerini özgürce ifade edebilme hakkı, insan için aslında yaşamdan sonra gelen en temel ihtiyaçtır.
Düşüncede kutsal olmaz.
Düşüncede eleştirilmez olmaz.
Düşünce dokunulmaz değildir.
Herkes kendi fikrine göre hayatı, olayları ve kişileri yorumlama hakkına sahiptir.
Benim düşünce özgürlüğüne bakış açım şudur:
Bir önerme ve cümleyi söylemek ne kadar özgürlükse karşıtını, tersini veya karşıt tersini de söylemek o kadar özgür olmalıdır.
Düşünce özgürlüğünün en geniş ve evrensel tanımı da budur.
Saygı, sevgi, değer, kutsal, dokunulmaz gibi kavramlarla gizlenmeye çalışan sansür hiçbir şekilde meşru olmamalıdır.
Sokrates'den bu yana düşünce düşmanları, sorgulayanlara hep bu aşağılık silahı doğrultmuşlardır. "İnsanların değerlerine saldırıyor, saygısızlık yapıyor."
Aksine bu tarz şeylerle perdelenen sansür daha ahlaksız daha onursuzdur.
Her toplumda olan dini, milli, hissi ve menfaati putları övme yarışına girmek değil, doğru-yanlış üzerine tartışabilmektir esas olan.. Esas olan, hakikati aramaktır..
Düşünce üzerine düşünmektir esas olan.. Ve herkese bu özgürlüğü vermek..
Esas değerlerde ve evrensel ahlak da ancak özgürce sorgulamalar üzerine inşa edilebilir.. Sorgulanmayan üzerinde doğrular ve yanlışlar konuşulmayan bir şey cidden bir değer olabilir mi?
İnsanların fikirlerinden korkanlar ancak onları yasaklar.
Çünkü o sansürcüler düşüncenin gücüne karşı söyleyecek sözleri yoktur.
Düşüncenin cevabı ancak düşünce ile olur.
Sözün karşıtı güç, yetki değil ancak fikirdir..
Bir insanın fikir özgürlüğünü engellemek, sansür uygulamak, kitaplarını yasaklamak sadece cehalettir, aptallıktır! Gerçek haykırdığında, yalandan beslenenler ancak sansüre, insanların fikrini ifade etmelerini yasaklamaya koyulurlar. Çünkü verecek cevabı yoktur o acizlerin, o zavallıların..
Onlar ışığı görünce kafasını kuma gömen devekuşları gibidir..
Onlar karanlıklarındaki çukurlarda mutluca kalsınlar önemli değil, ama yeter ki bizim ışığımızı da söndürmeye kalkmasınlar!..

Coolumsu