Dokuz Köşeli Yıldız

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 29 gün
Mesajlar
25,277
Tepkime puanı
8,724
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal

Dokuz Köşeli Yıldız​

Hazırlayan: Akhenaton​

Üç tane üçün toplamı olan dokuz, ebediyet, tamlık ve gerçekleştirme simgesi üçün gücünü katlar. Kulağa “uzun ömürlü” sözcüğü gibi geldiği Çin’de uğurlu sayılırken “acı” ile ses benzerliğinin olduğu Japonya’da uğursuzdur. Aztekler, gece tanrılarını simgeleyen bu sayıyı uğursuz bulurken; Mayalar, uğurlu bilmiştir Birçok kültürde dokuz köşeli yıldız, dokuz tanrının; Yahudilik’te ise zeka ve hakikatin sembolüdür.[1]

9 felek

Dokuz felek.
Geleneklerin birçoğunda ve astrolojide, 9 feleklerle bağlıdır ve en yüksek dokuzuncu sema 7 gezegensel feleğin ve sabit yıldızları içeren yukarıdaki gök kubbesinin ötesinde bulunur. Fars ve Türk geleneklerinde dokuz gökten ve dokuz felekten söz edilir. Dokuzuncu felek en üst göksel makamı simgeler.

Feleklerin ahengi, 9 felek ve u kafalı bir yılan imgesi altında cennetten iner ve yerde son bulur.[2]

Ayrıca bir nanogram, dokuz Hindu çakrası gibi dokuz katlı sistemlerle ilişkilendirilebilir.[3]

Tek bir çizgi halinde çizilmiş yedi ve dokuz köşeli yıldızlar, astroloji ve sihrin mistik yıldızlarıdır. Üç üçgenden oluşan dokuz köşeli yıldız ise Kutsal Ruh’u simgelemektedir.[4]

Pratikte dokuz köşeli yıldıza neredeyse hiç rastlanmaz. Nadir durumlarda, yalnızca küçük İslam devletlerinde emir olarak kullanılırlar (örneğin, Malacca Yarımadası’ndaki Johor Sultanlığı). [5]

Çin Cumhuriyeti Ordusu Bayrağı

Çin Cumhuriyeti Ordusu Bayrağı. (1911-1928)
10 Ekim 1911’de Çin’de Wuhan’ın fethi sırasında siyah dokuz köşeli yıldız ve sarı diskli kırmızı bayrak kullanıldı. Bu bayrak daha sonra “tarihi” bir bayrak olarak kabul edildi ve ordu tarafından savaş bayrağı olarak kullanıldı. Asla sivil amaçlar için kullanılmadı.[6]

Dokuz köşeli yıldız, 20. yüzyılın ortalarında gelişen “Dördüncü Yol” olarak bilinen bir düşünce dalında kullanılmıştır.[7]

Slipknot, logo

Heavy metal grubu Slipknot’un logosu.
“Goliath Yıldızı” olarak da bilinen dokuz köşeli yıldız, popüler heavy metal grubu Slipknot’un da logosu olarak kabul edilmiştir.[8]

9-dunya.jpg

İskandinav mitolojisinde dokuz dünya.

Mitoloji​

9 sayısı, mitolojide varlığına inanılan gök, yeryüzü ve yeraltı dünyalarının sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığının ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayında olduğu gibi, yeni bir doğum ya da filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler.[2]

Dokuz köşeli yıldız (nanogram), İskandinav mitolojisinde 9 dünya anlamına geliyordu. Aynı zamanda bir insanın hayatında elde ettiği istikrarın bir simgesidir.[9]

Alman deyişlerinde tamamen mutlu olmak dokuzuncu bulutun üstünde olmak gerektiğine inanılır. 9 sayısı sık sık Kelt ve Cermen hikaye ve mitlerinde de karşımıza çıkar. Kral Arthur’un babasının gücünün dokuzuncu kısmına sahip olduğuna inanılırdı. 9 şövalye ona bağlılık yemini etmişti, 9 kahyası vardı. Suyun altında nefesini 9 gün ve gece tutabilen ve aynı süre boyunca uykusuz kalabilen bir Cermen kahramanının öyküsü de ünlüdür. Onun mızrağının diğerlerinin mızrağının 9 katı kadar güçlü olduğuna inanılırdı.

Kadın kahin İskandinav destanı Völuspa’da şöyle söyler: “Dokuz dünya bilirim, dokuz orman tanırım, merkezdeki muazzam ağacın yerin tozunda toprağında”

Ve Shakespeare’in “esrarengiz kız kardeşleri” tekrarlar: “Üç kere sana ve bana üç kere ve tekrar üç kere, dokuz yapsın diye.” [2]

Dokuz köşeli Inglia yıldızı.

Dokuz köşeli Inglia yıldızı.
Inglia Yıldızı, Slav inançlarında eşit kenarlı üç üçgenden oluşan dokuz ışınlı bir yıldızı temsil eder, Inglins’in ana sembolüdür. Bu sembol, Eski Slavların koruyucusudur. Muska, bir kişinin Bedenini, Ruhunu ve Ruhunu birleştirir ve onu üç dünyayla birleştirir: Kural - Tanrılar, Açığa Çıkarma - insanlar, Navi - ataların yeraltı dünyası. Elementlerin üç üçgeninin bulunduğu bir daire: Ateş, Su ve Toprak etrafındaki Hava. Muska güçlü bir enerjiye sahiptir ve atalarla teması sürdürmeye, bilgelik ve canlılıklarını almaya yardımcı olur. Yıldızı şekillendiren runeler etkisinin artmasına yardımcı olur.[10]

Inglia Yıldızı’ndaki üç üçgen, Tanrı’nın Dünyasını koruyan Büyük Triglavlardan birinin ilahi başlangıcını sembolize eder - Reveal, Navi, Pravi. Çevreleyen Büyük Triglav, dış Çember, hayat veren Inglia’yı simgeliyor. Çemberin dışındaki sonsuz boşluk, adı Büyük Ra-M-Ha olan Tek Yaratıcı-Yaratıcı’yı sembolize eder.[3]

Türk Mitolojisi​

Türk destanlarında ağaç, özellikle çınar ya da kayın gündelik hayattan alınarak kutsallık kazandırılmış ve böylece ağaca olağanüstü bir özellik verilmiştir. İnsanın yaratılışı ile ilgili bir Türk efsanesinde Tanrı, yeryüzündeki dokuz insan cinsini, bu insanlardan önce yarattığı dokuz dallı ağacın gölgesinde barındırmıştır.[11]

Dokuz, Türki halklar arasında önemli bir sayıdır. Bu halklar arasında hediyeleri 9 lu gruplar halinde vermek adetti ve tokuz(9) basitçe “Bir hediye” manasına gelir. 9 düğüm altında duran şeylerin iyi korunduğuna inanılır. 9 köyden kovulan biri sistem dışına çıkmış kabul edilir. Ve 9 köre bir değnek olarak çağrılan kişiler de kesinlikle, sıkıntı ve keder anındaki tek gerçek yardımcılardır.[2]

Tengrizm​

Dokuz köşeli yıldız, Tengrizm inancının da simgesidir. Bu yüzden Tengrizm takvimine göre dokuzuncu ayın ilk dokuzuncu günü en büyük bayramdır.[12]

bahai sembolü

Bahailik​

İzopsefizm’in ebced sistemine göre, “Baháʼ” (بهاء) kelimesinin sayısal eşdeğeri 9’dur ve bu nedenle Bahai sembollerinde 9 sayısının sık kullanımı vardır.[13] 9 sayısına bağlı en yaygın kullanılan sembol ise dokuz köşeli yıldızdır.

Dokuz köşeli yıldızın diğerlerinden daha sık kullanılan belirli bir tasarımı yoktur. Yıldız, Bahai İnancının öğretilerinin bir parçası olmasa da, 9 sayısının mükemmellik, birlik ve Baha ile ilişkilendirilmesinden dolayı yaygın olarak “9” u temsil eden bir amblem olarak kullanılır.

Bahai yıldızı

Kıbrıs’taki Bahai anıtının üzerinde bulunan dokuz köşeli yıldız.
9 sayısı, Bahai tarihinde ve öğretilerinde de birkaç kez karşımıza çıkar. 9 sayısının önemi üzerine Shoghi Effendi şunları yazmıştır: [14]

Dokuz sayısı ile ilgili olarak Bahailerin buna saygı duymasının iki nedeni vardır. Birincisi, sayılarla ilgilenenler tarafından 9 rakamı, mükemmelliğin işareti olarak görülmektedir. Daha önemli olan ikinci neden ise onun “Baháʼ” kelimesinin sayısal ebced değeri olduğudur.

Bu iki anlamın yanı sıra 9 sayısının başka bir anlamı yoktur. Bununla birlikte, keyfi bir sayı seçileceği zaman Bahailerin bunu kullanması yeterlidir.[15]

Dokuz, dünya çapında Bahailer tarafından seçilen idari organlar olan Ruhani Meclis ya da Adalet Meclisi’nin asgari üye sayısıdır.[16]

Lotus Tapınağı

Lotus Tapınağı üstten görünüş.
Birçok Bahai mabedi, tasarımlarında dokuz sayısını temsil eder. Örneğin Lotus tapınağının her biri üç mermer pedallı dokuz kenarı vardır ve bina dokuz havuzla çevrilidir.[17]

Dokuz köşeli yıldız sembolünün mezar taşı işaretlerinde kullanımı, 1944’te o dönemin dinin başı olan Shoghi Effendi tarafından onaylanmıştır.[18][14]

Hıristiyanlığın 9 köşeli yıldızı

Hıristiyanlığın 9 köşeli yıldızı.

Hıristiyanlık​

Hıristiyanlıkta dokuz köşeli yıldız, Kutsal Ruh’un meyvelerini simgelemektedir. Ruhun meyveleri sevgi, neşe, barış, sabır, yumuşaklık, iyilik, sadakat, nezaket ve özdenetimdir. Birlikte Kutsal Ruh’un Meyvesini oluştururlar: [19]

“Ama Ruh’un meyvesi sevgi, sevinç, barış, sabır, nezaket, iyilik, sadakat, yumuşaklık ve kendini kontrol etmektir.” (İncil, Galatyalılar 5: 22-23)

Bazen yıldızın her noktasının altında tek tek meyveler için Latin harfleriyle gösterilir.[19]

Kutsal Ruh’un meyveleri Kutsal Kitap’ın çeşitli alanlarında belirtilmiştir. Ancak, en uygun geçit, Pavlus’un meyveyi listelediği Galatyalılar 5: 22-23’tür. Pavlus, Kutsal Ruh’un önderliğindeki ve tanrısal karakterini göstererek, bedenin arzularına odaklanan bir kişi arasındaki kontrastı vurgulamak için bu listeyi kullanmıştır.[20]

Ian Morgan Cron ve Suzanne Stabile’nin “The Road Back to You” adlı eserine göre, Şili’den bir psikiyatrist olan Claudio Naranjo, bu sembolü Amerika Birleşik Devletleri’ne geri getirmiş ve bir grup öğrenciye tanıtmıştır. Bunlardan biri olan Peder Robert Ochs, daha sonra Loyola Üniversitesi’ndeki öğrencilere bu konu ile ilgili seminerler vermiştir. Böylece dokuz köşeli yıldız, oradan dışa doğru dalgalanarak Amerikan Hıristiyan çevrelerine girmiştir.[21]

Yahudilik​

Yahudiler için dokuz sayısı, çoğaldığında (mistik bir ek olarak) kendini yeniden üretmesi gerçeğiyle karakterize edilen, gerçeğin bir simgesiydi.[5]

ezoterik üçgen

Ezoterizm​

Ezoterik fikirlere göre, eğer dokuz rakamı bir daireyi sembolize ediyorsa, o zaman bir rakamı dairenin merkezidir ve içinde merkezi olan bütün daire on sayısını temsil eder (10 = 9 + 1). CE Kerlot, dokuzun üçlü doğasına şu özelliği verir:

“Dokuz, üçlünün üçgeni ve üçünün üçüdür. Bu nedenle, bu üç dünyanın karmaşık bir görüntüsüdür. Dokuz sondur” (Dijitalin Sınırı) [5]

enneagram

Enneagram.

Enneagram Öğretisi​

Enneagram kavramı, Yunanca dokuz anlamına gelen ‘ennea’ ve çizilmiş (nokta, şekil) ya da yazılmış şey anlamına gelen “grammos” sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşturulmuş olup “dokuz nokta” anlamına gelmektedir.

Enneagram sistemi, insanları, dünyaya bakış açılarına, dünyayı algılayıp değerlendirme ve tepki verme şekillerine göre dokuz farklı kişilik tipine ayırır. Her insanın bu dokuz farklı kişilik tipinden birine ait olarak doğduğu varsayılır ve kişinin kendisinde bulunan baskın özellikleri, duyguları, motivasyon kaynakları, doğru ya da yanlış davranışları, iyi ya da kötü alışkanlıkları ortaya koyar. Bu teoriye göre kişiler, yıllar içinde olgunlaşıp yeni özellik ve huylar edinse de temelde birçok özelliklerini yaşamlarının sonuna dek korumaktadırlar. [22]

Enneagram felsefesine göre, her insan 9 kişilik tipinden biriyle doğmakta ve yıllar içinde, olgunlaşıp, bazı yönleri değişse, bazı duyguları törpülense ya da yeni özellikler kazansa da, temelde pek çok özelliğini hayatının sonuna kadar taşımaktadır.

İlk kökenleri M.Ö. 2500’lü yıllara dayanan, yazılı kaynaklarda bulunmayan ve yüz yıllar boyu sözlü gelenek ile taşınan otantik Enneagram’ın tasavvufî temellere dayandığı, Orta Asya ve Anadolu sufizmi ile şekillendiği düşünülmektedir.

Günümüzde bilinen hali ile Enneagram öğretisi ise, tasavvufi temellere dayanmakla birlikte, özellikle batılı bilim adamlarının son yüzyılda bilimsel bir zemine oturtarak geliştirdikleri, özellikle de psikoloji ve psikiyatri alanları ile etkileşime girmiş bir kişilik tespit ve kişisel gelişim modeline dönüşmüştür.

Sistemin kökleri bütün medeniyetlerde vardır. Gerek İslam gerek eski Yunan felsefesinde (Aristo), gerekse doğu medeniyetlerinde var olan 3 merkez modelin temelini oluşturmaktadır;

  1. Eylem merkezi
  2. İstek/duygu merkezi
  3. Düşünme merkezi
Oscar Ichazo’nun eğittiği öğrencileri John Lillyve Joesph Hart tarafından yazılan “Kişilik Ötesi Psikolojiler” kitabında, ilk defa dokuz kişilik tipi ve onların özelliklerinden bahsedilmiştir. Ichazo’nun en büyük başarısı ise bu tipleri dokuz köşeli yıldız üzerinde doğru bir şekilde yerleştirmesi olmuştur.



George Ivanovich Gurdjieff

George Ivanovich Gurdjieff.
Enneagram’ın tarihsel kökenleri hakkında farklı görüşler olsa da, onu Batı’ya taşıyan kişinin 1877-1949 yılları arasında yaşamış Kars doğumlu George Ivanovich Gurdjieff olduğu konusunda fikir birliği vardır. Gurdjieff’ten önce Batı’da Enneagram diye bir şey bilinmemekteydi. Anne tarafı Yunan, baba tarafı Ermeni olan ve hayatına dair birçok bilginin bilinmediği Gurdjieff’in Ortodoks bir Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı olduğu söylenmektedir.

Orta Asya’da geçirdiği 20-25 yıl boyunca tasavvufun büyükleri ile tanıştığını belirtmiş olan Gurdjieff, kitaplarında otantik Enneagram öğretisine dair bilgileri, Babil’de var olduğu iddia edilen gizli bir tarikat olan Saourmoni Tarikatı’ndan öğrendiğini anlatır. Daha sonra talebeleri ile birlikte İstanbul’a gelen Gurdjieff, burada “Ruhun Harmonik Gelişimi” isimli bir enstitü kurmuştur. Gurdjieff, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu son döneminde karışık siyasal gelişmeler nedeniyle İstanbul’da kalamayacağını anlayarak Fransa’ya yerleşmiş ve çalışmalarına burada devam etmiştir.

Gurdjieff ile 1921 yılında İstanbul’ da tanışan ve kendisinin çalışmalarına katılmış olan İngiliz bilim adamı, matematikçi ve yazar John G. Bennet’e göre ise Enneagram’ın kökenleri 4500 yıl öncesine, Gılgamış destanının derlendiği zamanlara kadar uzanır.

Enneagram’ın ortaya koyduğu her bir kişilik tipi,

  1. o tipe ait baskın özellikler,
  2. iyi yönler, kötü yönler,
  3. öğrenilmiş huylar,
  4. temel tutku ve temel korkular,
  5. savunma mekanizmaları,
  6. otomatik davranışlar ve
  7. en büyük idealler
gibi pek çok bilinen ya da bilinmeyen özelliği ortaya koymaktadır.[11] Bu dokuz kişilik tipi ayrı ayrı incelendiğinde;

  1. Mükemmeliyetçi: Doğru olanı yapmak ve hem kendilerini hem de çevrelerindeki kişileri geliştirerek dünyayı mükemmel bir yer haline getirmek için çok çalışırlar. Yüksek iç standartlara sahiptirler. Yaptıkları iş ne olursa olsun, iç sesleri onlara mükemmel olduğunu söyleyene kadar o iş üzerinde sabırla çalışırlar. Başkalarının da bu şekilde olmasını beklerler ama bu beklentileri karşılanmayınca büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar.
  2. Yardımsever: İhtiyaç duyulan kişi olmaktan, insanlarla ilgilenmekten ve onlara yardım etmekten hoşlanırlar. İlgileri, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğundan, kendi ihtiyaçlarının farkında olmazlar ve bunları dile getirmezler. İlişkilere çok önem verirler. Yakın ve sıcak ilişkiler kurma konusunda başarılıdırlar. Yaptıklarının takdir edilmemesi ya da ihtiyaçlarının sorulmaması onlarda hayal kırıklığı yaratır. Hayal kırıklığının dışa yansıması sonucu, sitemkar ve aşırı duygusal olabilirler.
  3. Başarı Odaklı: Hedeflerine ulaşmak ve başarmak için çok çalışırlar. Kaynakları verimli bir şekilde organize edip, düşünceleri uygulamaya geçirmekte ve sonuç elde etmekte çok başarılıdırlar. Başkalarının saygı ve takdirini kazanmak için, yaptıkları her işte, en iyi olarak görülmek isterler. Başarı, statü ve saygınlık onlar için önemlidir.
  4. Özgün: Kendi düşünce ve duygularını inceleyen, sanatsal ifade gücü yüksek, içine kapalı ve duygusal dalgalanmaları fazla tiplerdir. Farklı ve özel olmaktan hoşlanırlar. Bazen kendilerini, bu dünyanın dışındanmış gibi hissederler. Olaylara alışılmadık ve yaratıcı bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Kendilerine özgü bir estetik ve güzellik anlayışları vardır. Ruh durumları, ani değişiklikler gösterebilir.
  5. Araştırmacı: Anlayışlı, yenilikçi, meraklı, okumayı ve araştırmayı seven, kendi başlarına olmaktan hoşlanan, çevrelerinde olup biteni gözlemlemeye odaklanmış tiplerdir. Son derece mantıklı, düşüncelere önem veren, sebep-sonuç ilişkileri kurmada ve problem çözmede başarılı kişilerdir. Özellikle teknik konularda meraklarını tatmin edip detayları iyice öğrenene kadar araştırma yaparlar.
  6. Sorgulayıcı: Meşgul, en kötüyü bekleyen, kaygılı, çalışkan ve güvenilirdirler. Tehlikeleri ortaya çıkarmak, kendilerinin ve çevresindeki insanların güvenliğini sağlamak için, her şeye önce şüpheyle yaklaşırlar. Problemleri önceden görüp, önlem almaya çalışırlar. Sürekli tetiktedirler. Karar vermekte ve harekete geçmekte zorlandıklarında, kendilerine yol gösterecek güvenilir bir dış rehber ya da uzman ararlar.
  7. Maceracı: Bu tip kişiliğe sahip olan bireyler genelde içlerinden geldiği gibi hareket eden, bir işi bitirmeden diğerine başlayabilen, dağınık ve girişkendirler. Bardağın hep dolu tarafını gören, çevrelerine enerji saçan iyimser ve hayattan zevk almaya çalışan insanlardır. Zevk aldıkları zaman son derece çalışkan ve üretken insanlardır. Zihinleri sürekli yeni ve yaratıcı fikirlerle doludur. Her zaman birden çok seçenekleri olsun isterler.
  8. Meydan Okuyan: Bu tip kişiliğe sahip olan tipler genelde kendilerine güvenen, komuta eden, güçlü ve çatışmacı kişilerdir. Güçlü olmaktan, kontrolü ellerinde bulundurmaktan ve etki bırakmaktan hoşlanırlar. Ne istediklerini bilirler ve bunu başarmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. İnsanların ne düşüneceğine aldırmadan, akıllarından geçeni söyleyen, açık sözlü insanlardır.
  9. Barışçı: Huzurlu ve sakindir. Bu kişiliğe sahip olan tiplerin genelde, insanlarla iyi ilişki kuran, güven tazeleyen, kabul edilebilir, rahat ve uyumlu kişiler olduğu ifade edilebilir. Uyum içinde yaşamak ve huzurlu olmak her şeyden önemlidir. Farklılıklara hoşgörü ile yaklaşırlar. İnsanları, olayları, fikirleri yargılamadan, olduğu gibi kabul ederler. Grup içinde çatışmadan çok paylaşımı ve iş birliğini öne çıkarmaya çalışırlar.[23][24]
 
Geri
Üst Alt