- Katılım
- 4 yıl 2 ay 25 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Değiştirdiğimiz Çevre, Hem Bizim Hem Diğer Türlerin Evrimini Etkiliyor
Çevremizde sürekli olarak devam eden değişimler, hem çevremizi, hem sağlığımızı hem de genel halimizi evrimsel açıdan etkiliyor. Bir organizmanın uyumlanması (adaptasyonu)
Çevremizde sürekli olarak devam eden değişimler, hem çevremizi, hem sağlığımızı hem de genel halimizi evrimsel açıdan etkiliyor.
Bir organizmanın uyumlanması (adaptasyonu), sürekli olarak değişen çevreyle ilişkilidir. Av ile avcı arasında, parazit ile konak arasında sürekli bir “silahlanma” yarışı vardır. Birçok tür, daha iyi uyum sağlayanın kendisi olması ve mevcut uyumunu korumak için nesilden nesile sürekli olarak değişip evrimleşmek zorunda kalır. Uyum göstermekte yetersiz kalan, bireylerinden hiçbiri yeni koşullarda sağ kalamayan türlerin ise soyu tükenir.
Philosophical Transactions of the Royal Society B’de yayımlanan bir çalışma, çevremizdeki canlıların evrimine dair son yapılan araştırmaları bir araya getirdi. Yapılan çalışma, insanların diğer türlerin evrimini nasıl etkilediğini ve bu evrimsel değişimlerin insan topluluklarını nasıl etkileyebileceğini ortaya koyuyor.
Kendimizi çok gelişmiş görüp, oldukça evrimleşmiş (nesilden nesile çok fazla değişim geçirmiş) bir tür olarak düşünebiliriz; fakat, kaç tane mutasyon döngüsü ve seçilimden geçtiğimize bakarsak, aslında en az evrimleşmiş türlerden birisiyizdir.
HIV’li bir kişinin vücudunda her gün 10 milyar civarında yeni virüs parçacıkları üretilebilir. Öte yandan, dünyadaki toplam insan nüfusu, birkaç bin yıl önceye kadar yalnızca birkaç milyon kadardı. Dahası, bir bakteri, on yıllık sürede 200.000 nesil üretebilir –bu sayı neredeyse soy ağacında soyumuzun şempanzelerden ayrıldığından beri süregelen insan nesli sayısı kadardır. Bu yüzden, bir insan ömründen daha az bir süre içerisinde HIV ve birçok antibiyotik dirençli bakterilerin sebep olduğu yeni hastalıkların evrimine tanık olduk.
Obezite ve alerjiden, ilaç ve uyuşturucu bağımlılığına kadar pençesinde olduğumuz modern felaketleri düşünün. Öte yandan, insanın evrimi son 10.000 yılda hız kazanmış durumdadır ve hala çevremizi çok hızlı bir biçimde değiştirmeye devam ediyoruz. Daha iyi adapte olmak yerine, aslında oluşturduğumuz yeni dünyaya daha az adapte olabilen canlılar haline geliyoruz. Yalnızca kendimizin değil, diğer türlerin evriminde de hızlanmaya neden oluyoruz.
İnsanların bizzat sorumlusu olduğu durumlar için, bir tür üzerindeki seçilim baskısı genellikle çok daha güçlü hale gelir ve bu durum da hızlı evrime neden olur. Şu üç örnek, durumun daha da açıklığa kavuşması bakımından önemlidir.
Ticari Balıkçılık
Ticari anlamda yapılan balıkçılık, balık populasyonu üzerinde evrimsel bir etkiye sahiptir. Balıkçılık baskısı yüksek olduğunda, balıklar daha genç ve küçük boyutlardayken üreme noktasında evrimleşme gösterir ve böylelikle de daha az ve daha küçük yavruların üretimi söz konusu olur. Bu evrimsel değişim, nihayetinde de, balıkçılık verimini ve sürdürülebilirliği düşürür.
İşgalci Türler
Değiştirdiğimiz çevre, o çevreye adapte olabilen canlı türlerinin göçlerine de neden olabilir. Türlerin dünyadaki yeni yerlere taşınması, bu yayılımcı türlerde evrimi teşvik eder; bu da, işgalci türün yayılış oranlarını ve yerli türler üzerindeki etkisini arttırır. Bu duruma cevap olarak, yerli türler de evrimleşerek işgalci türün yayılımını ve etkisini hafifletme eğilimi gösterir.
Kentleşme
Şehirlerin dramatik biçimde gelişimleri, çevreyi pek çok açıdan değiştirir, bu durum da çeşitli türlerde evrimleşmeyi teşvik eder. Örneğin, bitkiler, genişleyen kaldırımların sebep olduğu; yaşama uygun olmayan alanları telafi edebilmek amacıyla tohum yayılımını azaltma yönünde evrimleşme gösterir. Ya da hayvanlar, sanayi ve evsel kimyasallara direnç gösterecek biçimde evrimleşir. Hastalıklara sebep olan bakteriler, antibiyotiklere dirençli olabilecek şekilde evrimleşir.
Örnekler daha da çoğaltılabilir. Söz konusu bu yeni analiz çalışması; insanın, evrimi, nasıl şekillendirdiği ve bu evrimin, nihayetinde, türlerin özelliklerini, biyoçeşitliliği ve doğanın insanlara sunduğu yiyecek, su ve temiz hava gibi ekosistemsel faydaları nasıl etkilediğine ilişkin daha geniş tartışmaları gündeme getiriyor.
Çevremizde sürekli olarak devam eden değişimler, hem çevremizi, hem sağlığımızı hem de genel halimizi evrimsel açıdan etkiliyor. Bir organizmanın uyumlanması (adaptasyonu)
Çevremizde sürekli olarak devam eden değişimler, hem çevremizi, hem sağlığımızı hem de genel halimizi evrimsel açıdan etkiliyor.
Bir organizmanın uyumlanması (adaptasyonu), sürekli olarak değişen çevreyle ilişkilidir. Av ile avcı arasında, parazit ile konak arasında sürekli bir “silahlanma” yarışı vardır. Birçok tür, daha iyi uyum sağlayanın kendisi olması ve mevcut uyumunu korumak için nesilden nesile sürekli olarak değişip evrimleşmek zorunda kalır. Uyum göstermekte yetersiz kalan, bireylerinden hiçbiri yeni koşullarda sağ kalamayan türlerin ise soyu tükenir.
Philosophical Transactions of the Royal Society B’de yayımlanan bir çalışma, çevremizdeki canlıların evrimine dair son yapılan araştırmaları bir araya getirdi. Yapılan çalışma, insanların diğer türlerin evrimini nasıl etkilediğini ve bu evrimsel değişimlerin insan topluluklarını nasıl etkileyebileceğini ortaya koyuyor.
Kendimizi çok gelişmiş görüp, oldukça evrimleşmiş (nesilden nesile çok fazla değişim geçirmiş) bir tür olarak düşünebiliriz; fakat, kaç tane mutasyon döngüsü ve seçilimden geçtiğimize bakarsak, aslında en az evrimleşmiş türlerden birisiyizdir.
HIV’li bir kişinin vücudunda her gün 10 milyar civarında yeni virüs parçacıkları üretilebilir. Öte yandan, dünyadaki toplam insan nüfusu, birkaç bin yıl önceye kadar yalnızca birkaç milyon kadardı. Dahası, bir bakteri, on yıllık sürede 200.000 nesil üretebilir –bu sayı neredeyse soy ağacında soyumuzun şempanzelerden ayrıldığından beri süregelen insan nesli sayısı kadardır. Bu yüzden, bir insan ömründen daha az bir süre içerisinde HIV ve birçok antibiyotik dirençli bakterilerin sebep olduğu yeni hastalıkların evrimine tanık olduk.
Obezite ve alerjiden, ilaç ve uyuşturucu bağımlılığına kadar pençesinde olduğumuz modern felaketleri düşünün. Öte yandan, insanın evrimi son 10.000 yılda hız kazanmış durumdadır ve hala çevremizi çok hızlı bir biçimde değiştirmeye devam ediyoruz. Daha iyi adapte olmak yerine, aslında oluşturduğumuz yeni dünyaya daha az adapte olabilen canlılar haline geliyoruz. Yalnızca kendimizin değil, diğer türlerin evriminde de hızlanmaya neden oluyoruz.
İnsanların bizzat sorumlusu olduğu durumlar için, bir tür üzerindeki seçilim baskısı genellikle çok daha güçlü hale gelir ve bu durum da hızlı evrime neden olur. Şu üç örnek, durumun daha da açıklığa kavuşması bakımından önemlidir.
Ticari Balıkçılık
Ticari anlamda yapılan balıkçılık, balık populasyonu üzerinde evrimsel bir etkiye sahiptir. Balıkçılık baskısı yüksek olduğunda, balıklar daha genç ve küçük boyutlardayken üreme noktasında evrimleşme gösterir ve böylelikle de daha az ve daha küçük yavruların üretimi söz konusu olur. Bu evrimsel değişim, nihayetinde de, balıkçılık verimini ve sürdürülebilirliği düşürür.
İşgalci Türler
Değiştirdiğimiz çevre, o çevreye adapte olabilen canlı türlerinin göçlerine de neden olabilir. Türlerin dünyadaki yeni yerlere taşınması, bu yayılımcı türlerde evrimi teşvik eder; bu da, işgalci türün yayılış oranlarını ve yerli türler üzerindeki etkisini arttırır. Bu duruma cevap olarak, yerli türler de evrimleşerek işgalci türün yayılımını ve etkisini hafifletme eğilimi gösterir.
Kentleşme
Şehirlerin dramatik biçimde gelişimleri, çevreyi pek çok açıdan değiştirir, bu durum da çeşitli türlerde evrimleşmeyi teşvik eder. Örneğin, bitkiler, genişleyen kaldırımların sebep olduğu; yaşama uygun olmayan alanları telafi edebilmek amacıyla tohum yayılımını azaltma yönünde evrimleşme gösterir. Ya da hayvanlar, sanayi ve evsel kimyasallara direnç gösterecek biçimde evrimleşir. Hastalıklara sebep olan bakteriler, antibiyotiklere dirençli olabilecek şekilde evrimleşir.
Örnekler daha da çoğaltılabilir. Söz konusu bu yeni analiz çalışması; insanın, evrimi, nasıl şekillendirdiği ve bu evrimin, nihayetinde, türlerin özelliklerini, biyoçeşitliliği ve doğanın insanlara sunduğu yiyecek, su ve temiz hava gibi ekosistemsel faydaları nasıl etkilediğine ilişkin daha geniş tartışmaları gündeme getiriyor.