- Katılım
- 1 yıl 8 ay 20 gün
- Mesajlar
- 41
- Tepkime puanı
- 7
MS 79’da Vezüv Yanardağı patladığında, Büyük İskender’i takip eden hükümdarlar hakkında bir kitabı da kömürleştirmişti. Şimdi ise makine öğrenimi bu “kayıp kitabı” deşifre ediyor.
Büyük İskender’in ardından gelen hükümdarları anlatan 2.000 yıllık bir parşömen makine öğrenimi ile deşifre ediliyor. (C: Wikimedia Commons, görsel Pompeii’deki antik bir mozaiğe ait.)
Büyük İskender’in halefi olan hanedanları tartışan 2.000 yıllık bir “kayıp kitap”, metnin MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla kısmen yok olmasından ve bundan yüzyıllar sonrasında Napolyon Bonapart’a teslim edilmesinden sonra nihayet deşifre edilebilir.
Peki bu müthiş gelişmeye sebep olan şey ne? Araştırmacılar, rulo haline getirilmiş papirüs parşömenin üzerindeki belli belirsiz mürekkebi ayırt etmek için yapay zekanın bir dalı olan makine öğrenimini kullanıyor.
Michigan Üniversitesi’nde klasik çalışmalar profesörü olan Richard Janko’nun New Orleans’ta düzenlenen Amerika Arkeoloji Enstitüsü ve Klasik Araştırmalar Derneği’nin ortak yıllık toplantısında yaptığı sunumda belirttiğine göre bu kitap, muhtemelen kayıp bir çalışmaydı. Janko’nun araştırması henüz hakemli bir dergide yayınlanmadı.
Şu anda ağır hasar görmüş metnin yalnızca bazı küçük bölümleri okunabiliyor. Janko, İskender’in kendisinin de birkaç sözünün yer aldığına dikkat çekerek, metnin bir dizi Makedon hanedanının ve İskender’in generallerinin adlarını içerdiğini belirtiyor. Büyük İskender MÖ 323’te öldükten sonra imparatorluğu dağılmıştı. Metin, Orta Doğu’da büyük bir toprak parçasına hükmetmeye gelen Makedon generaller Seleukos’tan ve İskender’in ölümünden sonra Yunanistan’ı yöneten Cassander’den bahsediyor.
Kayıp kitap, Vezüv Yanardağı patladığında Pompeii ile birlikte yıkılan bir diğer kent olan Herculaneum’daki Papirüs Villası’nda bulunmuştu. Adını, içerisinde bulunan çok sayıda papirüs tomarından alan villa, MÖ 110 ila MÖ 30 dolaylarında yaşamış filozof Philodemus’un sayısız yazısını içeriyor. Bu papirüsler, yanardağ patladığında kömürleşmişti.
Nihayetinde metin bulunduğunda ise önce 1804 yılında Napolyon Bonapart’a verildi, ardından da Bonapart tarafından şimdi bulunduğu Paris’teki Fransa Enstitüsü’ne teslim edildi. Janko, 1986’da papirüsü açma girişiminin daha fazla hasara yol açtığını söylüyor.
Ciddi şekilde hasar görmüş metin üzerindeki mürekkebi görmek için makine öğrenimi kullanılıyor. (C: Michèle Hannoosh)
Metni açığa çıkarmak
Janko, Kentucky Üniversitesi Görselleştirme ve Sanal Ortamlar Merkezi direktörü Brent Seales liderliğindeki bir ekibin yardımıyla papirüs üzerinde çalışıyor.
Papirüsün sırlarını ortaya çıkarmak için, Seales’in ekibi makine öğrenimini kullanıyor: Bir bilgisayar programını, 3B dijital görüntüler oluşturmak için binlerce X-ışını alan bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları ile antik parşömenleri analiz etmesine izin vererek, papirüs üzerindeki mürekkebi nasıl algılayacağı konusunda eğittiler. Seales’in belirttiğine göre, papirüsler üzerinde görünür yazılar var, bu yüzden bilgisayarlı mikro tomografide o mürekkebi aramak için mürekkep konumlarını tam olarak eşleştirebiliyorlar.
Janko, ekibin çalışmalarının metni giderek daha fazla okunabilir hale getirdiğini ve Seales’in çalışmasının her tekrarında, bu parçalardan daha fazlasını okuma yeteneğinin daha iyi hale geldiğini belirtiyor.
“Kayıp kitap”, Büyük İskender’in ölümünden sonraki tarihi ele alıyor. Yazarı bilinmiyor. (C: Michèle Hannoosh)
Çok sayıda gizem
Ancak parşömenle ilgili pek çok şey bir sır olarak kalıyor. Metnin yazarı bilinmiyor. Ayrıca neden villanın içinde olduğu da belli değil. Janko, villadaki metinlerin birçoğunun Philodemus tarafından yazıldığını ve tarihin değil felsefenin konuşulduğunu belirtiyor.
Janko, metnin ödünç alınıp geri verilmemiş olabileceği varsayımında bulunuyor. Teksas’taki Baylor Üniversitesi’nde klasik bilimler profesörü olan Jeffrey Fish’in belirttiğine göre, bir olasılık, Philodemus’un kendisinin “Homeros’a Göre İyi Kral Üzerine” adlı eserini yazmak için referans olarak kullanmış olması. Bu çalışmasında Philodemus, İskender sonrası kralları daha önce hüküm sürenlerle karşılaştırarak olumsuz bir şekilde ele alıyor.
Philodemus’un hamisi, Makedonya’nın Roma valisi Lucius Calpurnius Piso Caesoninus’tu ve Fish’e göre, Philodemus, Piso’ya, Homeros’un iyi krallarının örneğinin, Makedon valisi olarak kendisinden önce gelen yozlaşmış Helenistik hükümdarları gölgede bırakmasına yardımcı olabileceğini gösteriyordu.
Büyük İskender’in ardından gelen hükümdarları anlatan 2.000 yıllık bir parşömen makine öğrenimi ile deşifre ediliyor. (C: Wikimedia Commons, görsel Pompeii’deki antik bir mozaiğe ait.)
Büyük İskender’in halefi olan hanedanları tartışan 2.000 yıllık bir “kayıp kitap”, metnin MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla kısmen yok olmasından ve bundan yüzyıllar sonrasında Napolyon Bonapart’a teslim edilmesinden sonra nihayet deşifre edilebilir.
Peki bu müthiş gelişmeye sebep olan şey ne? Araştırmacılar, rulo haline getirilmiş papirüs parşömenin üzerindeki belli belirsiz mürekkebi ayırt etmek için yapay zekanın bir dalı olan makine öğrenimini kullanıyor.
Michigan Üniversitesi’nde klasik çalışmalar profesörü olan Richard Janko’nun New Orleans’ta düzenlenen Amerika Arkeoloji Enstitüsü ve Klasik Araştırmalar Derneği’nin ortak yıllık toplantısında yaptığı sunumda belirttiğine göre bu kitap, muhtemelen kayıp bir çalışmaydı. Janko’nun araştırması henüz hakemli bir dergide yayınlanmadı.
Şu anda ağır hasar görmüş metnin yalnızca bazı küçük bölümleri okunabiliyor. Janko, İskender’in kendisinin de birkaç sözünün yer aldığına dikkat çekerek, metnin bir dizi Makedon hanedanının ve İskender’in generallerinin adlarını içerdiğini belirtiyor. Büyük İskender MÖ 323’te öldükten sonra imparatorluğu dağılmıştı. Metin, Orta Doğu’da büyük bir toprak parçasına hükmetmeye gelen Makedon generaller Seleukos’tan ve İskender’in ölümünden sonra Yunanistan’ı yöneten Cassander’den bahsediyor.
Kayıp kitap, Vezüv Yanardağı patladığında Pompeii ile birlikte yıkılan bir diğer kent olan Herculaneum’daki Papirüs Villası’nda bulunmuştu. Adını, içerisinde bulunan çok sayıda papirüs tomarından alan villa, MÖ 110 ila MÖ 30 dolaylarında yaşamış filozof Philodemus’un sayısız yazısını içeriyor. Bu papirüsler, yanardağ patladığında kömürleşmişti.
Nihayetinde metin bulunduğunda ise önce 1804 yılında Napolyon Bonapart’a verildi, ardından da Bonapart tarafından şimdi bulunduğu Paris’teki Fransa Enstitüsü’ne teslim edildi. Janko, 1986’da papirüsü açma girişiminin daha fazla hasara yol açtığını söylüyor.
Ciddi şekilde hasar görmüş metin üzerindeki mürekkebi görmek için makine öğrenimi kullanılıyor. (C: Michèle Hannoosh)
Metni açığa çıkarmak
Janko, Kentucky Üniversitesi Görselleştirme ve Sanal Ortamlar Merkezi direktörü Brent Seales liderliğindeki bir ekibin yardımıyla papirüs üzerinde çalışıyor.
Papirüsün sırlarını ortaya çıkarmak için, Seales’in ekibi makine öğrenimini kullanıyor: Bir bilgisayar programını, 3B dijital görüntüler oluşturmak için binlerce X-ışını alan bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları ile antik parşömenleri analiz etmesine izin vererek, papirüs üzerindeki mürekkebi nasıl algılayacağı konusunda eğittiler. Seales’in belirttiğine göre, papirüsler üzerinde görünür yazılar var, bu yüzden bilgisayarlı mikro tomografide o mürekkebi aramak için mürekkep konumlarını tam olarak eşleştirebiliyorlar.
Janko, ekibin çalışmalarının metni giderek daha fazla okunabilir hale getirdiğini ve Seales’in çalışmasının her tekrarında, bu parçalardan daha fazlasını okuma yeteneğinin daha iyi hale geldiğini belirtiyor.
“Kayıp kitap”, Büyük İskender’in ölümünden sonraki tarihi ele alıyor. Yazarı bilinmiyor. (C: Michèle Hannoosh)
Çok sayıda gizem
Ancak parşömenle ilgili pek çok şey bir sır olarak kalıyor. Metnin yazarı bilinmiyor. Ayrıca neden villanın içinde olduğu da belli değil. Janko, villadaki metinlerin birçoğunun Philodemus tarafından yazıldığını ve tarihin değil felsefenin konuşulduğunu belirtiyor.
Janko, metnin ödünç alınıp geri verilmemiş olabileceği varsayımında bulunuyor. Teksas’taki Baylor Üniversitesi’nde klasik bilimler profesörü olan Jeffrey Fish’in belirttiğine göre, bir olasılık, Philodemus’un kendisinin “Homeros’a Göre İyi Kral Üzerine” adlı eserini yazmak için referans olarak kullanmış olması. Bu çalışmasında Philodemus, İskender sonrası kralları daha önce hüküm sürenlerle karşılaştırarak olumsuz bir şekilde ele alıyor.
Philodemus’un hamisi, Makedonya’nın Roma valisi Lucius Calpurnius Piso Caesoninus’tu ve Fish’e göre, Philodemus, Piso’ya, Homeros’un iyi krallarının örneğinin, Makedon valisi olarak kendisinden önce gelen yozlaşmış Helenistik hükümdarları gölgede bırakmasına yardımcı olabileceğini gösteriyordu.