Bir Kurt'un Hikayesi

Katılım
2 yıl 2 ay 9 gün
Mesajlar
17,908
Çözümler
1
Tepkime puanı
6,190
Cinsiyet
bPg20e
Vasili adında bir avcı.. Kendisi oldukça ünlü bir avcıydı. Hayatı boyunca ormanda kurtlar, vaşaklar, ayılar da dahil olmak üzere birçok yırtıcı hayvan ile karşı karşıya gelmişti. Evli ve Yuro adında bir oğlu olan Vasili, her ne kadar avcılık yapıyor olsa da yasaklara son derece bağlıydı. Sadece ailesini besleyebilmek için avlanıyor, kendisi için tehlike oluşturmayan hamile ya da yavrusu olan hayvanlara dokunmuyordu. Oğlu Yuro'nun okulu için eşi ve çocuğu şehirde, kendisi ise ormanda bir kulübede yaşıyordu. Her ne kadar eşi karşı çıksa da zaman zaman oğlu da ona katılıyor, bu maceraya dahil olmayı seviyordu.

Peki olay neydi?​

Saatte yaklaşık 50/60 km hızla koşabilirler. Bu nedenle koşarak kaçamazsınız, denemeyin de...


Saatte yaklaşık 50/60 km hızla koşabilirler. Bu nedenle koşarak kaçamazsınız, denemeyin de...


Kış sezonunda yine böyle bir gün adam oğluyla birlikte ormana gidiyordu. Yolların üzerinde ormanın derinliklerine erişebilmek için geçmeleri gereken tahta bir köprü vardı. İkili donmuş denizin üzerindeki köprüden geçip manzaranın tadını çıkarırken adam birden nehirde hareket eden bir şey fark etti. Kırılmış buzların içinde çırpınıyor, suya batıp çıkıyor ve boğulmamak için çabalıyordu. Bunun bir insan olduğunu düşünüp, yardım etmek üzere daha yakından bakmaya karar verdi. Yaklaştığında gördüğü şey karşısında dehşet içinde kalmıştı. Bu bir kurt idi. Hayvan nehirden geçerken buz kırılmış, bumbuz suyun içine düşmüş, dışarı çıkmaya çalışıyor ama bunu başaramıyordu. Orada sıkışarak mahsur kalmıştı ve bu şekilde devam ederse gücü tükenecek ve ne yazık ki ölecekti. Avcı büyük bir ikilemde kalmıştı. Ona yardım edip kurtarmaya çalışsa kurt ona zarar verecekti ve yanında oğlu Yuro da varken böyle bir işe kalkışmak, oldukça tehlikeli olabilirdi. Tam vazgeçip yollarına devam ediyordu ki vicdanının sesi ona bir şeyler yapması gerektiğini söyledi, ancak verdiği bu kararın hayatında bir dönüm noktası olacağını o an bilmiyordu. Bir an ne yapacağını düşünmek üzere duraksadıktan sonra ormana gidip büyük bir ağaç dalı ile geri döndü. Sıkıştığı kısımdaki buzları kırarak bir genişlik yarattıktan sonra can havliyle ağacın ucuna tutunan kurdu dışarı çıkarmayı başardı. Hayvan son derece bitkin halde ve ölmek üzereydi. Vücudu buz kesmiş, adeta felç geçirmiş, hareketsiz yatıyordu. Zira kurtardıktan sonra o şekilde bırakmak onu yeniden ölüme terk etmek anlamına gelebilirdi. Bu yüzden yanlarındaki kızağa koyarak onu eve götürmeye karar verdi. Evde kurt için şöminenin yanında bir yer yaparak ısınmasını sağlayıp ona yiyecek vererek hayvanın kendine gelmesini ve onu tekrar doğaya salmayı umuyordu. Ancak işler planlandığı gibi gitmeyecekti.

Kurt ne yapacaktı?​

Kurtlar 2,5-3 km. uzaklıktan koku alma duyusuna sahiptirler. Avlarının kokusunu bu mesafeden alır, izini sürerek bulurlar.


Kurtlar 2,5-3 km. uzaklıktan koku alma duyusuna sahiptirler. Avlarının kokusunu bu mesafeden alır, izini sürerek bulurlar.


Kurt ertesi gün kendine gelmişti fakat yaşadığı bu olay yüzünden olsa gerek bir bacağını hareket ettiremiyordu. Vasili onu tekrar doğaya salma planını ertelemek zorundaydı. Aksi halde hayvan dışarıda hayatta kalamazdı. Oğlunun da ısrarıyla Arakaska adını verdikleri kurdu yanlarında tutmaya devam ettiler. Yuro ile Arakaska arasında bu süre içinde bir bağ oluşmaya başlamıştı. Çocuk hayvanın bacağına her gün masaj yapıyor, onunla vakit geçirip ilgileniyordu. Vasili ve oğlu haftalar sonra bacağını yavaş yavaş hareket ettirebilmeye başlayan Arakaska'nın yeniden düzgün bir şekilde yürüyebileceği konusunda ümitliydi. Aradan 1 yıl geçtikten sonra bu ümitleri gerçek olmuş, kurt artık iyiden iyiye yürüyebilir hale gelmişti. İyileşmiş olmasına rağmen aralarında oluşan güçlü bağ sebebiyle baba ve oğlu terk etmemiş, onlarla yaşamaya devam etmişti. Ne o gitmeyi düşünmüş ne de Vasili ve oğlu Yuro onu doğaya salmıştı.

Peki ya sonra?​

Geceleri ulurlar, etrafta bir kurt olup olmadığını anlamanızın en kolay yollarından biri budur.

Yine bir kış günüydü. Köy karlar altında ve derin bir sessizlik hakimdi. Yuro ormana doğru gezintiye çıkmış, 1 yıl önce Arakaska'yı bulup kurtardıkları nehrin kenarına gelmişti. Ancak yaşanacak büyük talihsizlikten haberdar değildi. Ayağı kayan çocuk nehre düşüp buz gibi suların içinde kaldı. Yüzme bilmiyor, çırpındıkça gücü tükeniyordu. Civarda kimse olmadığı için yardım çığlıkları sonuçsuz kalıyordu. Kurtulması için bir mucize gerekliydi. Derken uzaklardan beliren bir kurt koşarak sese doğru gelmeye başladı. Yuro'yu sudan çekerek kurtarıp kıyıya çıkardı. Bu Arakaska'dan başkası olamazdı. Tüm yol boyunca çocuğun haberi olmadan onu takip etmiş, bu sayede hayatını kurtarmıştı. Yuro yaşadığı olay sonrası eve geri dönmek üzere yola koyuldu. Arakaska yine onu uzaktan takip ediyordu. Çocuk eve gelip durumu babasına anlattığında Vasili hem çok korkmuş hem de kurda minnet duymuştu. Dışarı çıkıp baktığında Arakaska artık orada değildi, ve bu onu son görüşleri olmuştu. Zor durumdayken yardım edip kurtardığı hayvan, 1 yıl sonra adamın canı gibi sevdiği oğlunu ölümden kurtarmıştı. Arakaska kendisine yapılan iyiliğe belki de bu şekilde teşekkür edip can borcunu ödemeden Vasili'nin yanından ayrılmamıştı.

Karşılıksız yapılan iyilik elbette bir gün döner dolaşır tekrar sizi bulur. Bu yüzden iyilik yapmaktan ve merhametli olmaktan asla vazgeçmemeli insan..
 
Geri
Üst Alt