- Katılım
- 4 yıl 2 ay 26 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Bu akşam Bergen filmini izledim.
İnsanın içi yanar…
Cinayetle sonlanan bir yaşam.
Birçok açıdan ele alınabilir. Ama psikolojik açıdan bakmak en zoru ve karmaşığı olsa gerek…
Özetle, sevgiyi “güç”te arayan bir kadının trajik hikâyesi. Neden “güç” arayışı? Eksiklik duyduğundan mı? “Hayır” diyeceğim.
Bence; değer görmek istediğinden, ama özellikle güçlü bir obje tarafından. Babasının gözüne girmek, onun tarafından sevilmek, saygı görmek yaşamının ana motivasyonudur. Mesela, babasının hediye ettiği mandolin, konservatuarda seçtiği telli çalgının öncüsü olmuştu.
Babaya sürekli mektup yazdı, ama baba hiçbirini okumadı. Böylece babaya ulaşma çabası hep sonuçsuz kaldı. Acaba babanın değer verdiği kadın nasıl olurdu? Bilemiyordu. Çünkü babayı tanımak için zaman bulamamıştı. Çok erken yaşlarda anne, babayı terk etmiş, kızını da alıp uzaklara gitmişti. Bu soruya cevap ararken sadece çok zayıf birkaç ipucu vardı elinde, birisi babanın ölüm döşeğinde elinde tuttuğu tespihti. Peki, ya değersiz kadın kimdi? Şarkıcıydı! Orospuydu! Babası uzun yıllar sonra çıkıp geldiğinde öyle söylememiş miydi?! Bergen, böylece sahip olduğu en büyük değerden, sanattan vaz geçecek, elinde tespihle kabadayı bir adamın değerlisi olmayı tercih edecekti.
Bir insan her şeyi gözden çıkarırcasına değer görmeye neden bu kadar susar ki? Cevap önermenin içinde gizli aslında. Değersiz görülen cinsiyeti ve daha da önemlisi, emekten başka verecek bir şeyi olmayan parasız bir insan olması nedeniyle değersizleştirilir. Ondan belki. Bergen, annesi gibi el âleme don biçmek istememekteydi. Çünkü o işi ancak değersiz zayıf kadınlar yapmaktaydı… Zaten Bergen birden fazla defa annesi gibi olmak istemediğini söylemektedir. Gerçi annedeki gücü ve değeri anlayacaktı ama maalesef geç olacaktı. Oysaki anne daha en başta özsaygısını korumak üzere yola çıkmıştı. Eşinin şiddet ve aldatmalarına karşı onurlu bir savaş vermek üzere hayat çizgisini belirlemişti…
Tabi, bütün bunların ötesinde şu mesajı da almış bulunuyordum filmden… Kaderin önüne geçilememekteydi. Hiçbir çaba sonuç vermeyecekti. Zira serbest irade denilen şey, gerçekten de ancak çok cüz’i idi…
ALINTIDIR