Ahtapotlar, Köpek Balığı Gibi Yırtıcıların Saldırılarından Nasıl Kurtulabiliyor?

Katılım
2 yıl 2 ay 13 gün
Mesajlar
17,913
Çözümler
1
Tepkime puanı
6,190
Cinsiyet
bPg20e
En yırtıcı ve güçlü deniz canlılarından biri olan köpek balığı ahtapota saldırdığında, sanılanın aksine bu mücadeleden galip ayrılan ahtapot oluyor. Ahtapotların bu zorlu rakibe karşı hayatta kalabilmesinin farklı nedenleri var.
ahtapot_kopekbaligi_mucadele_0.jpg

Ahtapotların köpek balığı, balina, deniz samuru gibi deniz canlıları için bir besin kaynağı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak en yırtıcı ve güçlü deniz canlılarından biri olan köpek balığı ahtapota saldırdığında, sanılanın aksine bu mücadeleden galip ayrılan taraf yumuşak gövdesi, sekiz kolu ve iki gözü ile ahtapot oluyor.

Ahtapotların bu zorlu rakibe karşı hayatta kalabilmesinin birkaç nedeni var. Sıra dışı özelliklere sahip ahtapotlar en zeki omurgasız hayvanlardan biri. Bugün, ahtapotların bu özelliklerini kullanarak kendilerini nasıl koruduklarından bahsedeceğiz.

Köpek balığı tehdidi altındaki ahtapotların ilk tepkisi, kendilerine güvenli bir bölge bulmaya çalışmak oluyor. Ahtapotlar birbirinden bağımsız hareket edebilen büyük gözleri ile çevrelerini tarayabiliyor ve etraflarındaki nesneleri kolayca tespit edebiliyor. Ancak ahtapotlar çevrelerini sadece gözleri ile değil, derilerinde bulunan ışığa duyarlı proteinler sayesinde de algılayabiliyor.
Ahtapotlar güvenli bölgeyi belirledikten sonra kendilerini gizlemeye çalışıyor. Yumuşak gövdeleri sayesinde dar alanlara bile kolaylıkla sığabiliyorlar. Genellikle de kayaların altına gizleniyorlar. Kendilerini gizledikten sonra kolay fark edilmemek için çok hızlı bir şekilde renk değiştirerek kamufle olabiliyorlar. Ahtapotlar, derilerinin altında bulunan ve kromatofor adı verilen hücreler sayesinde renk değiştirebiliyor. Bu hücrelerin merkezinde, içinde renkli pigmentler bulunan elastik bir kese var. Kaslar ve sinirler sayesinde bu kese genişleyip büzülebiliyor. Bu sayede ahtapotlar farklı renklerde görünebiliyor. Ahtapotların renk değiştirme hızı ise bukalemunlara kıyasla çok daha hızlı. Ahtapotlar göz açıp kapayıncaya kadar yani yaklaşık 200 milisaniye içinde renk değiştirebiliyor.
Ahtapotun karşısındaki avcının ona saldırmaya devam ettiğini ve ahtapotun darbe aldığını hayal edelim. Bacağı kopan bir ahtapot, kopan bacağını yenileyebiliyor. Bu olay “rejenerasyon” olarak adlandırılıyor. Ahtapotlar bacaklarının yanı sıra kas, sinir, kornea gibi hasar gören farklı vücut yapılarını da onarabiliyor ya da yenileyebiliyor.

Ahtapotların bir dokusu hasar gördüğünde, omurgasızlarda bulunan bir tür bağışıklık hücresi olan hemositler bölünerek çoğalmaya başlıyor. Hemositler hem hasar gören dokuların vücuttan atılmasını sağlıyor hem de yeni sinir hücrelerinin üretilme sürecini başlatıyor. Bağ doku hasar gören vücut bölümünün doğru şekilde yenilenmesini, sinir hücreleri ise yenilenen dokunun işlevini geri kazanmasını sağlıyor.

Darbe alan ahtapotun kan rengini gördüğünüzde çok şaşırabilirsiniz. Çünkü ahtapotların kanları kırmızı değil yeşil-mavi renkte. Bu durumun sebebi, ahtapotların kanında bulunan ve dokulara oksijen taşıyan hemosiyanin molekülünün yapısında bakır olması. İnsan vücudunda bu işlevi gerçekleştiren hemoglobin molekülünün yapısında ise demir bulunuyor. Hemoglobin aynı zamanda kana kırmızı rengini veren molekül.

Yumuşakçalar şubesi, kafadan bacaklılar sınıfında yer alan ahtapotların sahip olduğu farklı özellikler köpek balığı gibi yırtıcıların saldırılarından korunmalarını sağlıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: LsR

Benzer konular

Geri
Üst Alt