- Katılım
- 4 yıl 2 ay 25 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Bazı cümleleriniz, tüm iyi niyetinize rağmen çocuğunuzun tepkisini çekebilir! İşte ergenlik çağındaki gençler üzerinde ters etki gösteren cümleler ve "Nasıl davranmalıyım?" sorusunun cevapları
Düşük notlar, akşam geç yatıp öğlene kadar uyumalar, dağınık odalar, kıyafet ve arkadaş seçimleri… Ergenlik çağında çocuğu olan anneler ve babalar için bunların her biri birer çatışma konusu olabilir. Üstelik ebeveyn olarak bu konularda ne kadar olumlu bir dil kullansanız da ergen çocuğunuz sizinle zıtlaşma yoluna gidebilir. Oğlunuz veya kızınız, siz sabırla yaklaşsanız bile size asık suratla bakıyor, söylediklerinize karşı kayıtsız kalıyor agresif tepkiler mi veriyor? Öyleyse ergenlerle iletişimde dikkat etmeniz gerekenler için tavsiyelerimize kulak verin.
“Çok akıllısın! Tek yapman gereken tutkunu bulmak.”
Ergenlik çağındaki çocuğunuz böyle bir cümle karşısında bile sert bir sessizliğe bürünür veya öfkeli bir direnç göstermeye başlarsa bu sizi şaşırtabilir. Gençlerle diyalog kurarken eleştirmek yerine olumlu olanı vurgulamak tavsiye edilir. Bunu uygulamak bile ters tepiyorsa çaresiz hissedebilirsiniz.
İletişim konusunda yaşanan bunun gibi çıkmazlar, çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanların yakından tanıdığı problemlerdir. Uzmanlar, genç bireylerden gelen bu tarz olumsuz tepkilerin genellikle anne-babaları tarafından yapılan iyi niyetli yorumlar sonrasında ortaya çıktığını söylüyorlar. Peki, ergenlerde ters tepki yaratan ve onlar için incitici bile olabilen bu tarz iletişim çıkmazlarının sebepleri nedir? Uzmanlar ebeveyn ile ergen arasındaki bağda kopukluk yaşanmış olma ihtimaline dikkat çekiyor.
Ergenlerde beyin gelişimini anlamak
Öncelikle, gelişmekte olan genç beyinlerin dünyayı algılama yollarını anlamak gerekir. Yetişkinlerden geri bildirim aldıkları zaman bu genç beyinlerde ne olup bittiğini anlamak, neden o şekilde tepki verdiklerini anlamak için iyi bir başlangıç olur.Ergenlik çağında olanlar kendi kimliklerini oluşturmak için farklı şeyleri denemeye ihtiyaç duyarlar. Kendilerini, kendi seçimlerini yapacak kadar olgun görürler. Bu bağlamda ebeveynlerinin riskli bulduğu birçok şeyi denemeye de meyilli olurlar.
Stanford Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi bölümünden Sanno Zack, deneyim yaşamanın ergenler için olan önemine vurgu yapıyor:
“Gençlerin düşünceleri ve duyguları, deneyimleri bağlamında anlamlıdır. Ebeveynleri, onlar için böyle bir gerçek olduğunu ve deneyim faktörünü hesaba katmalıdır.”
California’daki Berkeley Üniversitesi’nden Psikiyatrist Lester Isenstadt da genç beyinlerin duygu düzenleme becerisini hala öğrenmekte olduğunu hatırlatıyor:
“Her şey olup biterken, beyin aynı zamanda duyguları düzenlemeyi de öğrenme yolundadır. Bu da genç insanı olumsuz geri bildirimlere ve eleştirilere karşı oldukça hassas hale getirir. "Yargılar onları gerçekten çok etkiler ve bazı ifadelerin ebeveynlerin istediği türde bir farkındalık yaratmaktan ziyade incinmeye, endişeye ve depresyona neden olma olasılığı daha yüksektir." Duyguların nasıl oluştuğunu anlamak ise çocuğunuzu anlamak için size oldukça yardımcı olabilir.
Ergenlerle iletişim kurarken bu cümlelere dikkat!
Uzmanlar, yukarıda bahsedilen faktörleri göz önünde bulundurarak ebeveyn sözlüğünüzden bu yedi yaygın ifadeyi kaldırmanızı öneriyor:"Nasıl hissettiğini anlıyorum, AMA..."
Zack, bir ifadede "ama" bağlacı kullanmanın bir konuşmayı anında öldürebileceğini söylüyor. “Ama” ile devam etmek esasen cümlenin ilk bölümünü geçersiz kılar ve çocuğunuza onun nasıl hissettiğini gerçekten umursamadığınızı ifade eder.
Çocuğunuz derslerin yoğunluğundan bunaldığını ve sizin aklınızdaki seçkin üniversiteye gitmek istediğinden emin olmadığını açıklayabilir. Uzlaşmak için telaşa kapılmayın ve öncelikle onun duygularına yer açın.
“Çok tembelsin”
Evlilik ve aile terapisti Cliff Crain, olumsuz etiketlerin gençlerin gelişen benlik duygusu için yıkıcı olabileceğini söylüyor. Ancak olumlu etiketler de geri tepebilir. "Çok zekisin" ve "Sen tam bir sporcusun" gibi ifadeler, çocuklara imkânsız beklentileri karşılamaları için baskı yapar. Terapist Clain, "Eğer o etikete uygun yaşayabileceklerini düşünmüyorlarsa, denemeyi bırakıyorlar" diyor ve önerilerini sıralıyor.
“Bir davranışı değiştirmek için bir gence ilham vermeye veya en azından dürtmeye çalışıyorsanız, davranışın kendisine odaklanmak da en iyisidir. Ayrıca sopa yerine havucu kullanmalı ve sonuçlar konusunda net ve tutarlı olmalısınız. Bunu yaparken de sakin bir yaklaşım sergilemelisiniz. Örneğin oğlunuzun odasını toplamasını sağlamak için onu etiketlemeden sakin bir ses tonuyla ‘Tüm kıyafetlerini yerden alman gerekiyor. O zamana kadar dışarı çıkamazsın. Ciddiyim’ diyebilirsiniz. Ancak bunu bir tehdit olarak algılamaması için ses tonunuzun yumuşak olmasına çok dikkat etmelisiniz.”
"Tutkunu bul."
Ebeveynler, gençlere "tutkularını bulmalarını" söyleyerek sevgi dolu ve destekleyici olduklarını düşünebilirler. Ancak bu yönerge, hala kim olduklarını anlamaya çalışan gençler için göz korkutucu görünebilir. San Francisco’da gençlere mentorluk yapan bir merkezin kurucusu olan Jeff Leiken, "Tutku olarak bahsettiğimiz ve hayatlarının geri kalanında yapmayı sevecekleri bu tek şeyi bulmak zorunda oldukları konusunda hissettikleri baskı, çoğu zaman kendilerini stresli, kaybolmuş ve hatta yanlış kariyer seçimi yapacakları korkusuyla felç olmuş hissetmelerine neden oluyor" diyor.
"Kimsenin senin hakkında ne düşündüğü umursama”
Leiken, "Bu, bir gence söylenecek korkunç bir şey" diyor. Çünkü ergenler, geri kalanımız gibi, kendilerini bir kabilenin parçası hissetmek isteyen sosyal varlıklardır. “Elbette, herkesin fikirlerinin önemli olduğunu düşünerek yaşamlarını sürdüremezler” diye ekliyor. "Bu felç edici olurdu. Bunun yerine çocuklar, kimin fikirlerinin kendileri için önemli olduğuna ve neden önemli olduğuna kendileri karar vermeyi öğrenmeli."
"Dert etme, bu sadece lise yaşamı."
Bir problemi önemsememek, onu ortadan kaldırmaya yaramaz. Söz konusu çocuğunuz ise, yaşadığı sorunu küçümsediğinizi düşünmesine sebep olabilir. Duygularının kabul görmemesi onu olumsuz etkiler. Oğlunuz veya kızınız arkadaşlarıyla veya romantik ilişkisinde bir problem yaşıyorsa bunun onun için hayati bir mesele olarak görüldüğünü hesaba katmanız gerekir. California eyaleti Gençlik Danışmanlık ve Destek Hizmetleri'nde terapist ve program direktörü Darin Conway, ebeveynleri lise döneminin önemi konusunda uyarıyor. “Lise, birçok şeyin ilkinin yaşandığı bir zaman dilimi olarak çocukların hayatında önemli anıların beşiğidir. Onu avutmaya girişmek yerine sadece iyi bir dinleyici olmak bile ona yardımcı olmanızı sağlar. ‘Acı çekmeni anlıyorum. Daha iyi hissedeceğin zamanlar gelecek’ gibi cümleler onun duygularını kabul ettiğinizi gösterir ve umut verici olur.”
"Bu notlarla asla üniversiteye giremezsin."
Çocuğunuzu teşvik etmek istiyorsanız “Bu şekilde bu sonuca varamazsın” gibi bir cümle umutsuzluk aşılamaktan ve ona inancınızın olmadığını ima etmekten başka bir işe yaramaz. Psikolog ve yazar Lucie Hemmen, gençlerin anne babalarından kıyamet senaryosuna benzeyen açıklamaları sık sık duyduklarını söylüyor. Sınavlara hazırlanan bir öğrenci, ders başarısı için gerekli olduğu söylenen yöntemlere bağlı kalmıyorsa ebeveynler ellerindeki tek çare buymuş gibi kasvet dolu konuşmalar yaparlar. Bunun yerine, akademik başarı için çalışan gence, iyileştirebilecekleri alanlara odaklanarak motivasyon kazanması için yardımcı olunabilir.
"Bunu gerçekten yiyecek misin?"
Psikolog ve yazar Hemmen, ebeveynlerin genç oğullarına veya kızlarına bunu söylediklerinde, bunun ergenlerin özgüvenleri için ne kadar zararlı olabileceğini anlamaları gerektiğini söylüyor.
Erkek çocuklar kilolarına ve vücut imajlarına kızlar kadar bağlı görünmese de bazıları bu ifadeyi görünümlerine dair bir suçlama veya karaktersiz olduklarına dair bir eleştiri olarak kabul ediyor. Hemmen'in belirttiği gibi, yeme bozuklukları sadece genç kızlar arasında değil, genç erkeklerde de giderek artan bir ciddi sorun olarak dikkat çekiyor. Hemmen, "Onların 'iğrenç' veya 'şişman' olduklarını düşünüyormuşsunuz gibi duyuyorlar" diyor.
Yemek seçimleri söz konusu olduğunda, ebeveynlerin geri adım atmasının en iyisi olduğunu söylüyor, çünkü çocuklar çoğunlukla kendi kendilerini düzeltiyorlar, özellikle de sağlıklı ve dengeli yemekler yenen bir evde yaşıyorlarsa.