- Katılım
- 3 yıl 8 ay 2 gün
- Mesajlar
- 25,264
- Tepkime puanı
- 8,715
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Yeteneğine ve meslek aşkına sonsuz saygı duyduğum ve hatta hayran olduğum oyuncu Emre Kınay'la yapılan bir röportaj vardı hafta sonu bir gazetede. Röportaj, Duru Tiyatro'nun yeni oyunu, Kınay'ın sanata ve politikaya bakışı ve kızıyla ilişkisi hakkında olsa da, kadın/erkek ilişkisi üzerine sorulan bir soruya verdiği cevap, manşete taşınmıştı. 'Kadınlar adam olanın kıymetini bilmiyor.' Elbette ilgi çekici bir başlık, Kınay'ın verdiği dört satırlık cevap üzerine tez bile yazılabilir. Tez yazacak değilim ama, "Kadınlar adam yok diyorlar, ben de diyorum ki adam olanın kıymetini bilmiyorsunuz elinize geçirdiğinizde. Önce özgür bırakıyorsunuz, sonra sıkıştırmaya başlıyorsunuz. Çok sıkarsan elinden kaçar. Erkek doğası çok eşli" açıklaması üzerine soracağım sorular var; Kınay ve kendisi gibi düşünenlere. Soracağım ve kendi fikrimi ekleyeceğim. Çünkü Emre Bey, bu ülkede adam olanın kıymetini bilen kadınlar var, adam gibi adamlar da var.
- Adam olmak nedir? Adam kimdir? Adam sandığımız ama tanıştıktan üç ay kadar sonra bambaşka bir şekle bürünen 'adamcıklar'dan söz ediyorsanız haklısınız. Onların kıymetini bilmiyoruz, onlara fazla kıymet veriyor ve sonra o kıymeti sorguladığımız zaman, yeterince kıymet vermiyor oluyoruz.
- Kadınları neden bu kadar kategorize ediyorsunuz? Kıymet bilen kadın yok derken, mesela benim annemi de işin içine mi katıyorsunuz? Kadınlar şöyle, erkekler böyle diye başlayan cümlelerden nefret ediyorum. Bütün erkekler yalancıdır desem mesela, sizi de işin içine sokmuş olsam, hoşunuza gider mi? Kadınlar adam olanın kıymetini bilmiyor diyorsunuz ve ben size şiddetle karşı çıkıyorum. Ben adam olanın kıymetini çok iyi bilirim. Demek ki bir tek ben bile kıymet biliyor olsam, 'kadınlar' diyerek kategorize etmemelisiniz.
- Önce özgür bırakıp sonra sıkıştırmak da ne demek? Öyle yapıyorsak ne fenayız, ne kötüyüz! Bu nasıl bir bakış açısı ilişkilere? Gerçek aşk, gerçek sevgi veya sağlıklı bir ilişkiye tanık olmadığınız çok açık. Kadınlar, yani bahsettiğiniz kadınlar, erkeği bir proje olarak mı görüyor? Ben ve benim gibi kadınlar öyle değiliz. "Hımm, bu erkeği önce özgür bırakalım sonra sıkıştıralım" gibi bir düşünceyle mi aşk yaşıyorlar? Biz öyle değiliz, içiniz rahat olsun. Adam gibi kadınlar da var memlekette. Güzel ilişkiler yaşıyoruz, karşılıklı hatalar yapıyor, birbirimizi tanımaya çalışıyor, kimi zaman kırıyor veya kırılıyor ama sevdamızın arkasında duruyoruz. Adam olan sevgililerimiz, bizi üzmüyor, yalan söylemiyor, katakulli yapmıyor, aranmıyor, aşk yaşarken de kendini özgür hissediyor.
- Ele geçirmek mi? Erkek ele geçirilen bir varlık mı? Nedir bu bakış açısı kuzum? Erkeği ele geçirmek için uğraşan ve bunu bir 'meslek' olarak gören kadınlar da var demek! Siz de bunlara tanık olmuşsunuz sanırım ama içiniz rahat olsun. Ele geçirdiğinizde kıymetini bilmiyorsunuz diyorsunuz ya, çok yanılıyorsunuz. Fikirde de cümle yapısında da.
- Çok sıkarsan elden kaçar! Kuş mudur erkek, çocuk mudur? Ne istediğini bilmez mi? Doğru kadına gönül vermez mi? Doğru kadını bulunca yerinde duramaz mı? Kadın erkeğin anası, evin kahyası mıdır? Neden erkeği sıkmaya ihtiyaç duyar kadın, eğer ruhsal bir takım problemler yaşamıyorsa? Sizin mantığa bakarsak dert değil, hatta hayat daha kolay! Kaçarsa, yenisini ele geçiririz! Biz çok fenayız. Korkmakta haklısınız.
- Erkek doğası çok eşli! Erkek kuş gibidir, sıkılırsa kaçar anladık, erkek aynı zamanda 'primat' mı? Oradan oraya atlayan bir yaratık mı? Ben tek eşli çok erkek gördüm, duydum, işittim, tanıdım. Kadınlarıyla bir ömür mutlu olan, hayatta ne istediğini bilen, adam gibi adamlar olduğunu biliyorum. Sizin bahsettiğiniz kadınlar, muhtemelen ancak adammış gibi yapan erkeklere rastlamıştır. Bu yüzden de sağlıklı ilişki yaşayamamıştır. Gazetelerin üçüncü sayfalarını fazla okumayın size tavsiyem. Medya ve sistem, mutluluğu ve mutluluk üzerine kurulan hayatları görmezden geliyor. Herkesi kötü biliyoruz sonra. Dünyada çok sıkı kadınlar ve adamlar var, kader onları karşılıklı getirir inşallah.
- Duru Tiyatro'ya upuzun ömürler dilerim.
