- Katılım
- 1 yıl 10 ay 5 gün
- Mesajlar
- 2,196
- Tepkime puanı
- 584
- Cinsiyet
Dilbilimciler, binlerce yıldır yok olmaya meydan okuyan kelimeri tespit etti. Bu kelimeler arasında, ‘anne’, ‘değil’, ‘ne’, ‘duymak’, ‘adam’, ‘akmak’, ‘küller’ ve ‘solucan’ olduğu belirtildi.
Eski çağlardan bu yana hayatta kalmayı başaran kelimeler, bir zamanlar dünya nüfusunun yarısının kullandığı 700 modern dilin ortak atası olan ‘Eurasiatic öncesi’ bir dil olduğunu öne sürdü. Eurasiatic, eski zamanlarda Avrasya’nın kuzeyinde birçok dil grubunu içeren dil ailesi olarak kabul ediliyor.
Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmayı yürüten ekibin başında yer alan İngiltere’nin Reading Üniversitesi’nden Mark Pagel, “Bu dili hiç duymadık ve hiçbir yere yazılmış değil... Ancak bu atadan kalma dil konuşuldu ve duyuldu. Kamp ateşlerinin etrafında oturan insanlar birbirleriyle böyle konuşurdu” dedi.
Evrim teorisyeni Pagel ve meslektaşları, ‘Eurasiatic öncesi’ dillerin toplamda yedi dil grubunun doğmasını sağladığını belirtti. Buna rağmen birçok büyük dilin, bu grubun dışında kaldığına dikkat çekildi. Bunlar arasında Çince, Tibet dili, Afrikaya özgü birçok dil ve Amerikan yerlileri ile Avustralya’daki aborjinlerin konuştuğu diller yer alıyor.
KABUL EDİLEN DÜŞÜNCELER DEĞİŞİYOR
Washington Post'un haberine göre, yeni bulgular, spesifik bir anlam taşıyan seslerin değişmeden 15 bin yıl kaldığı düşüncesini yeniden değerlendirmeye açtı.
ABD’nin New Mexico Üniversitesi’nden dilbilimci William Croft, “Genel yaklaşım kötümser bir bakış açısı sunuyor” dedi. Araştırmada yer almayan Croft, “Eurasiatic gibi bir dil grubu olduğunu öne sürmek için bile çok az delil olduğunu düşünüyorlar” ifadesini kullandı.
Croft, 'en son araştırmada ise atalarımızın kullandığı dillerin modern dilimizde yer edilebileceği düşüncesini savunduğunu' belirtti.
Araştırmacılar, farklı dillerde aynı anlam ve benzer sese sahip olan 'akraba' kelimeleri inceledi. Bu kelimelere örnek olarak İngilizce’de ‘father’ (baba), İtalyanca’da ‘padre’, Fransızca’da ‘pere’, Latincede ‘pater’ ve Sanskritçe’de ‘pitar’ olarak geçiyor. Bu kelimelerin Hint-Avrupa dil ailesinden gelmesinden yola çıkan araştırmacılar, birçok dil grubunda aynı benzerliği tespit etmeye çalıştı.
Hint-Avrupa dillerinin yanı sıra, dil grupları Ural-Altay (modern Türkçe, Özbek ve Moğolca vs.); Çukçi-Kamçatka (kuzeydoğu Sibirya dilleri); Dravid (güney Hindistan dilleri); Inuit-Yupik (Arktik bölgesi dilleri), Kartvelian (Gürcü ve üç bağlantılı dil) ve Ural Dilleri’ni (Fince, Macarca ve birkaç dil daha) içeriyor.
Konuşuldukları bölgeler arasında binlerce kilometre bulunan, bazıları Roma alfabesi kullanmayan, bazılarının modern günümüze kadar yazılı hali bile bulunmayan dilleri araştırmak için, Pagel ve ekibi 200 çekirdek kelime belirledi.
Dil grupları arasında ‘akraba’ kabul edilecek kelimeleri arayan araştırmacılar, dil gruplarında aynı anlam ve benzer sese sahip 23 kelime buldu.
EN ÇOK KULLANILAN KELİME HAYATTA KALIYOR
Dilbilimciler, akraba kelimeleri tespit ettikten sonra kelimelerin kullanılma oranı ve yaygınlığını ölçmeye çalıştı.
En çok tekrar edilen kelimenin en yavaş kaybolduğu anlaşılırken, günde ortalama 16 kez tekrarlanan bir kelimenin en az üç dilde hayatta kaldığı anlaşıldı.
Hayatta kalan kelimelerle ortaya çıkan tuhaf cümle ise şöyle:
"Sen, beni duydun! Bu ateşi şu yaşlı adama ver. Siyah solucanı ağaç kabuğundan çıkar ve anneye ver. Ve küllere tükürmek yok!"
Pagel, hayatta kalan kelimelerle kurulan cümlede ‘ağaç kabuğunun’ açıklaması ise şöyle yaptı: “Bazı antropologlarla konuştum. Eski insanların ormanlarda yaşayan, avcı-toplayıcı kabileler olması, ağaçların hayatlarında önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.”
Eski çağlardan bu yana hayatta kalmayı başaran kelimeler, bir zamanlar dünya nüfusunun yarısının kullandığı 700 modern dilin ortak atası olan ‘Eurasiatic öncesi’ bir dil olduğunu öne sürdü. Eurasiatic, eski zamanlarda Avrasya’nın kuzeyinde birçok dil grubunu içeren dil ailesi olarak kabul ediliyor.
Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmayı yürüten ekibin başında yer alan İngiltere’nin Reading Üniversitesi’nden Mark Pagel, “Bu dili hiç duymadık ve hiçbir yere yazılmış değil... Ancak bu atadan kalma dil konuşuldu ve duyuldu. Kamp ateşlerinin etrafında oturan insanlar birbirleriyle böyle konuşurdu” dedi.
Evrim teorisyeni Pagel ve meslektaşları, ‘Eurasiatic öncesi’ dillerin toplamda yedi dil grubunun doğmasını sağladığını belirtti. Buna rağmen birçok büyük dilin, bu grubun dışında kaldığına dikkat çekildi. Bunlar arasında Çince, Tibet dili, Afrikaya özgü birçok dil ve Amerikan yerlileri ile Avustralya’daki aborjinlerin konuştuğu diller yer alıyor.
KABUL EDİLEN DÜŞÜNCELER DEĞİŞİYOR
Washington Post'un haberine göre, yeni bulgular, spesifik bir anlam taşıyan seslerin değişmeden 15 bin yıl kaldığı düşüncesini yeniden değerlendirmeye açtı.
ABD’nin New Mexico Üniversitesi’nden dilbilimci William Croft, “Genel yaklaşım kötümser bir bakış açısı sunuyor” dedi. Araştırmada yer almayan Croft, “Eurasiatic gibi bir dil grubu olduğunu öne sürmek için bile çok az delil olduğunu düşünüyorlar” ifadesini kullandı.
Croft, 'en son araştırmada ise atalarımızın kullandığı dillerin modern dilimizde yer edilebileceği düşüncesini savunduğunu' belirtti.
Araştırmacılar, farklı dillerde aynı anlam ve benzer sese sahip olan 'akraba' kelimeleri inceledi. Bu kelimelere örnek olarak İngilizce’de ‘father’ (baba), İtalyanca’da ‘padre’, Fransızca’da ‘pere’, Latincede ‘pater’ ve Sanskritçe’de ‘pitar’ olarak geçiyor. Bu kelimelerin Hint-Avrupa dil ailesinden gelmesinden yola çıkan araştırmacılar, birçok dil grubunda aynı benzerliği tespit etmeye çalıştı.
Hint-Avrupa dillerinin yanı sıra, dil grupları Ural-Altay (modern Türkçe, Özbek ve Moğolca vs.); Çukçi-Kamçatka (kuzeydoğu Sibirya dilleri); Dravid (güney Hindistan dilleri); Inuit-Yupik (Arktik bölgesi dilleri), Kartvelian (Gürcü ve üç bağlantılı dil) ve Ural Dilleri’ni (Fince, Macarca ve birkaç dil daha) içeriyor.
Konuşuldukları bölgeler arasında binlerce kilometre bulunan, bazıları Roma alfabesi kullanmayan, bazılarının modern günümüze kadar yazılı hali bile bulunmayan dilleri araştırmak için, Pagel ve ekibi 200 çekirdek kelime belirledi.
Dil grupları arasında ‘akraba’ kabul edilecek kelimeleri arayan araştırmacılar, dil gruplarında aynı anlam ve benzer sese sahip 23 kelime buldu.
EN ÇOK KULLANILAN KELİME HAYATTA KALIYOR
Dilbilimciler, akraba kelimeleri tespit ettikten sonra kelimelerin kullanılma oranı ve yaygınlığını ölçmeye çalıştı.
En çok tekrar edilen kelimenin en yavaş kaybolduğu anlaşılırken, günde ortalama 16 kez tekrarlanan bir kelimenin en az üç dilde hayatta kaldığı anlaşıldı.
Hayatta kalan kelimelerle ortaya çıkan tuhaf cümle ise şöyle:
"Sen, beni duydun! Bu ateşi şu yaşlı adama ver. Siyah solucanı ağaç kabuğundan çıkar ve anneye ver. Ve küllere tükürmek yok!"
Pagel, hayatta kalan kelimelerle kurulan cümlede ‘ağaç kabuğunun’ açıklaması ise şöyle yaptı: “Bazı antropologlarla konuştum. Eski insanların ormanlarda yaşayan, avcı-toplayıcı kabileler olması, ağaçların hayatlarında önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.”