- Katılım
- 4 yıl 1 ay 14 gün
- Mesajlar
- 5,542
- Tepkime puanı
- 1,102
- Yaş
- 28
- Konum
- İzmir/35
- Memleket
- İzmir
- Meslek
- Grafiker
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Başarıya ulaşmak için izlenecek yolların aşılması için ve kalıcı olabilmesinin temel şartlarından birisi, insanın iyi uyumuş, dinlenmiş ve zinde bir şekilde uyanmasıdır. Bu anlamda uyku çok büyük önem kazanır. Uykudaki aksaklıklar dalga dalga tüm benliğimize ve çevremize yayılır. Önce uykumuzun nasıl olması gerektiğine karar vermeliyiz. Burada tespit etmemiz gereken nasıl yatmalı, ne kadar uyumalı ve uykudaki temel yöntemin ne olacağı sorularının cevaplarıdır.
Uykunun kalitesi daima uyunan süreden daha önemlidir. Pek çok kişi uzun süre yatakta kalıp, kendisi ile şu veya bu şekilde oyunlar oynayarak, kendini ikna etmeye çalışarak süreyi uzatmaya çalışır. Bu tür uykular hem vücudu dinlendirmez, hem de müthiş bir pişmanlık uyandırır sonrasında. Beyinsel bir ağırlıkla, uyku sersemi, kararsız ve isteksiz kalkılır yataktan. Büyük bir suçluluk duygusuyla. Çünkü normal normlarda gün başlamıştır dünyada. İlahi bir güçle programlanmış gibi kalkmış, şevkle işine gücüne başlamış, konusunda yol almıştır tüm insanlar. Ve biz türlü kandırmacalarla yatakta oyalanmış, herkesten geri kalmış gibi hissederiz kendimizi. İtiraf etmesek de, bilinçaltımız rahatsızdır bu büyük ayıptan. Ağzımızda ve beynimizde bu burukluk, güne rengini verir.
Aslında yataktan kalkmamanın, kalkamamanın temel nedeni başkadır. Bu nedeni bulup çözemediğimizde bu durumdan kurtulamayız. Bilinçaltımızın bize verdiği bu sinyali iyi değerlendirmeli, gerçek sorunlarımızı düşünüp, bunları listelemeli, çözümler üretmeli ve rahatlamalıyız. Uzun uyuyup yaşamdan kaçarak sorunlarımızı çözemeyiz. Yatakta uzun kalış, aslında kararsız, programsız, net olmayan bir ruh halinin simgesidir. İşte burada önemli olan bu tercümeyi yapabilmek, beyni sorunların çözümü doğrultusunda çalıştırabilmektir. Ne yazık ki bu olumlu sinyali pek çok insan uzun süre algılayamaz, çözümleri geciktirir. Uykunun kalitesini ve süresini bozar ve bunalıma düşer insan.
Uykunun kalitesini arttırmak için uyumadan önce bir takım önlemler almak gerekir. Öncelikle sorunlarımızı saptamalı ve bir programa bağlamalı, yani yatarken kafamız net olmalıdır. Çözümsüz sorunlarla yatış, sıkıntıları ve kabusları da beraberinde getirecek, beyin arayışlarını sürdürecek ve bizi rahat bırakmayacaktır. Huzursuz yatış yerine hiç yatmamak, sorunlardan kaçmadan olaya konsantre olmak, çözümler üretmek daha akılcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki daima bir çıkış yolu vardır. Ve çözümün huzuruyla daha rahat yatar insan.
Sorunlar çoksa ve pek çok çözüm üretmek gerekiyorsa veya ilhamın sel gibi aktığı dönemlerse, uyku sırasında beynin ürettiği çözümleri yakalamak için başucumuza ya teyp ya da kalem kağıt koyup yatmakta yarar vardır. Bu hazırlıkla yatmak, bunun bilincinde olarak tembellik etmeden kayda geçirip tekrar yatmak, uykumuzun kalitesini de arttıracaktır. Tersi durumda düşünceyi unutup, "neydi" diye kafa patlatıp, huzursuz olacak üstelik güzelim düşüncelerimizi bozuk para gibi harcayıp, hem kendimizi suçlayacak, hem de olaydaki çözümsüzlük sürüp gidecektir.
Kuşkusuz yatmadan önce uykunun doğal koşullarını da ihmal etmemek gerekiyor. Uyku üzerinde konuştuğumuz bir çok kişiden, doğal koşulların uyku ve rüyalar üzerindeki etkilerini bilmediğini görürüz.
Rüyalar konusunu da biraz açmak gerek. Kimi rüya görmediğini söylüyor. Kiminin rüyaları tatlı değil. Uyumadan önce kişinin kendine tatlı rüyalar dilemesi gerekiyor öncelikle. Anneannem bunu kendince çok güzel formüle etmişti. Yatmadan önce bize uyku üzerine çok güzel bir şiir okuturdu. Ezberlettiği bu şiir kendisinin miydi, yoksa da başkasından mı öğrenmişti bilemiyorum. Ancak bu şiirin üzerimdeki etkisi daima iyi olmuştu, kendimi iyi rüyalara hazırlama açısından.
Dinler de uyku konusunda çeşitli disiplinler getirmiştir. Müslümanların yatış ve kalkışları güneşin hareketine bağlanmış, uyku öncesi ve sonrası beden ve ruh eğitimi çok incelikle belirtilmiştir. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz dinlediğim bir sohbetinde başarısının bir sırrının da "uyuyorken güneşin üzerine doğmaması" olarak belirtiyor ve sabah güneş doğmadan kalkmanın ona getirdiği nimetleri anlatıyordu. Hıristiyanlarda da değişik biçimlerde bu tür ibadetler söz konusudur. Ancak herkesin kaliteli uykuya ulaşmak için kendine özgü bir yöntem bulması zorunludur güzel rüyalar için.
Uyku iyi çözümlerin dinamosudur. Ve genel başarımızın da temel taşı. Şöyle bir düşünelim. İyi uyuyamamışsak aldığımız kararların doğruluğundan ne kadar emin olabilir ve çalışmalarımızdan nasıl verim bekleyebiliriz? Yorgunken kitap okuma , dost sohbetindeki başarımızın derecesi nedir? Yediğimiz içtiğimizden ne zevki alabiliriz?
Bütün bunları iyi yapmayı başarmanın tek koşulu iyi uykudur. İyi uyuyabilmek için ise optimist olmak, çözümlerin tükenmeyeceğini bilmek, iyi bir yönteme sahip olmak , bedenen ve ruhen de rahat olmak gerekiyor.
Uykunun kalitesi daima uyunan süreden daha önemlidir. Pek çok kişi uzun süre yatakta kalıp, kendisi ile şu veya bu şekilde oyunlar oynayarak, kendini ikna etmeye çalışarak süreyi uzatmaya çalışır. Bu tür uykular hem vücudu dinlendirmez, hem de müthiş bir pişmanlık uyandırır sonrasında. Beyinsel bir ağırlıkla, uyku sersemi, kararsız ve isteksiz kalkılır yataktan. Büyük bir suçluluk duygusuyla. Çünkü normal normlarda gün başlamıştır dünyada. İlahi bir güçle programlanmış gibi kalkmış, şevkle işine gücüne başlamış, konusunda yol almıştır tüm insanlar. Ve biz türlü kandırmacalarla yatakta oyalanmış, herkesten geri kalmış gibi hissederiz kendimizi. İtiraf etmesek de, bilinçaltımız rahatsızdır bu büyük ayıptan. Ağzımızda ve beynimizde bu burukluk, güne rengini verir.
Aslında yataktan kalkmamanın, kalkamamanın temel nedeni başkadır. Bu nedeni bulup çözemediğimizde bu durumdan kurtulamayız. Bilinçaltımızın bize verdiği bu sinyali iyi değerlendirmeli, gerçek sorunlarımızı düşünüp, bunları listelemeli, çözümler üretmeli ve rahatlamalıyız. Uzun uyuyup yaşamdan kaçarak sorunlarımızı çözemeyiz. Yatakta uzun kalış, aslında kararsız, programsız, net olmayan bir ruh halinin simgesidir. İşte burada önemli olan bu tercümeyi yapabilmek, beyni sorunların çözümü doğrultusunda çalıştırabilmektir. Ne yazık ki bu olumlu sinyali pek çok insan uzun süre algılayamaz, çözümleri geciktirir. Uykunun kalitesini ve süresini bozar ve bunalıma düşer insan.
Uykunun kalitesini arttırmak için uyumadan önce bir takım önlemler almak gerekir. Öncelikle sorunlarımızı saptamalı ve bir programa bağlamalı, yani yatarken kafamız net olmalıdır. Çözümsüz sorunlarla yatış, sıkıntıları ve kabusları da beraberinde getirecek, beyin arayışlarını sürdürecek ve bizi rahat bırakmayacaktır. Huzursuz yatış yerine hiç yatmamak, sorunlardan kaçmadan olaya konsantre olmak, çözümler üretmek daha akılcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki daima bir çıkış yolu vardır. Ve çözümün huzuruyla daha rahat yatar insan.
Sorunlar çoksa ve pek çok çözüm üretmek gerekiyorsa veya ilhamın sel gibi aktığı dönemlerse, uyku sırasında beynin ürettiği çözümleri yakalamak için başucumuza ya teyp ya da kalem kağıt koyup yatmakta yarar vardır. Bu hazırlıkla yatmak, bunun bilincinde olarak tembellik etmeden kayda geçirip tekrar yatmak, uykumuzun kalitesini de arttıracaktır. Tersi durumda düşünceyi unutup, "neydi" diye kafa patlatıp, huzursuz olacak üstelik güzelim düşüncelerimizi bozuk para gibi harcayıp, hem kendimizi suçlayacak, hem de olaydaki çözümsüzlük sürüp gidecektir.
Kuşkusuz yatmadan önce uykunun doğal koşullarını da ihmal etmemek gerekiyor. Uyku üzerinde konuştuğumuz bir çok kişiden, doğal koşulların uyku ve rüyalar üzerindeki etkilerini bilmediğini görürüz.
Rüyalar konusunu da biraz açmak gerek. Kimi rüya görmediğini söylüyor. Kiminin rüyaları tatlı değil. Uyumadan önce kişinin kendine tatlı rüyalar dilemesi gerekiyor öncelikle. Anneannem bunu kendince çok güzel formüle etmişti. Yatmadan önce bize uyku üzerine çok güzel bir şiir okuturdu. Ezberlettiği bu şiir kendisinin miydi, yoksa da başkasından mı öğrenmişti bilemiyorum. Ancak bu şiirin üzerimdeki etkisi daima iyi olmuştu, kendimi iyi rüyalara hazırlama açısından.
Dinler de uyku konusunda çeşitli disiplinler getirmiştir. Müslümanların yatış ve kalkışları güneşin hareketine bağlanmış, uyku öncesi ve sonrası beden ve ruh eğitimi çok incelikle belirtilmiştir. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz dinlediğim bir sohbetinde başarısının bir sırrının da "uyuyorken güneşin üzerine doğmaması" olarak belirtiyor ve sabah güneş doğmadan kalkmanın ona getirdiği nimetleri anlatıyordu. Hıristiyanlarda da değişik biçimlerde bu tür ibadetler söz konusudur. Ancak herkesin kaliteli uykuya ulaşmak için kendine özgü bir yöntem bulması zorunludur güzel rüyalar için.
Uyku iyi çözümlerin dinamosudur. Ve genel başarımızın da temel taşı. Şöyle bir düşünelim. İyi uyuyamamışsak aldığımız kararların doğruluğundan ne kadar emin olabilir ve çalışmalarımızdan nasıl verim bekleyebiliriz? Yorgunken kitap okuma , dost sohbetindeki başarımızın derecesi nedir? Yediğimiz içtiğimizden ne zevki alabiliriz?
Bütün bunları iyi yapmayı başarmanın tek koşulu iyi uykudur. İyi uyuyabilmek için ise optimist olmak, çözümlerin tükenmeyeceğini bilmek, iyi bir yönteme sahip olmak , bedenen ve ruhen de rahat olmak gerekiyor.